YEREL BASININ SORUNLARI
Yerel basının gelişmiş olması ve güçlenmesi, yerel iletişimi arttırmakta, bu iletişim yerel yönetimi etkilemekte, bu da yerel demokrasinin, yerel demokratik yönetimin güçlenmesine ve halk tarafından benimsenmesine yardımcı olmaktadır.
Çağdaş ve demokratik iletişim kavramları açısından az gelişmişlik sürecini yaşamakta olan Türkiye’de yerel basının sorunları, yaygın basının sorunlarına, bir çok yönde benzer özellikler göstermektedir. Gazete okuma oranının düşük olması, halkın isteklerine cevap verilmemesi, yetersiz tirajlar, teknolojilerden akılcı bir biçimde yararlanılamaması, niteliksiz işçi çalıştırılması, çalışanların eğitimine önem verilmemesi, satışı arttırmak için içerik iyileştirmesi yerine magazin haberlerinden ve promosyon kampanyalarından medet umulması, günümüzde yerel basının da gelişmesini, iyileşmesini önleyen temel etkenlerdir. Buna devlet kurum ve kuruluşlarının yerel basına yönelik ilgi eksikliği eklenince, yerel basın yıllardır, kendisine değer verilmeyen, ciddiye alınmayan, sorunlarına çözüm üretilmeyen bir konumda kalmıştır.
Haber toplamak, haberi basmak ve bu basılan haberleri kitleye duyurabilmek için oluşmuş gazeteler ayakta kalabilmek için yeterli maddi güce ihtiyaç duymaktadır. Bugün Türkiye’de ulusal çapta yayın yapan gazeteler için ekonomik sorunlar yerel basına nazaran pek kendisini hissettirmemektedir. Ancak, Atatürk’ün “Fazilet Adaları” olarak nitelendirdiği yerel basınımız için sorunların başında ekonomik sıkıntılar gelmektedir. Maddi sıkıntı içerisinde olan gazeteler diğer konularda da sıkıntı çekmeye başlayacaktır. Maddi sıkıntı çeken gazete, tecrübeli ve eğitimli eleman çalıştıramayacak, bu da gazetenin içerik olarak kalitesizleşmesine neden olacaktır. Bu örneği çoğaltmak mümkündür.
Bugün ekonomik sıkıntı içerisinde olan gazete sahiplerinin en önemli şikayetleri: resmi ilan pastasından yeterince pay alamamak, ticari ilan ve reklam yetersizliği, gazetenin ham maddesi olan kağıdı temin etme zorluğu, tiraj sorunu ve devletin yerel gazeteleri yeteri kadar desteklemediğidir.
Türkiye’de yerel basınla ilgili yapılan toplantıların, hemen hemen hepsinde gazete sahipleri ve çalışanları tarafından dile getirilen sıkıntıların başında bunlar gelmektedir. Bu sıkıntılara baktığımızda sorunların genelde ekonomik alanda olduğu görülmektedir. Ancak Türkiye’deki yerel gazetelerin sadece bu sorunları var demek yanlış olur. Yerel gazetelerin diğer konularda da bu saydığımız sorunları aratmayacak ölçülerde sıkıntıları ve eksiklikleri bulunmaktadır. Eğitimli eleman eksikliği, teknolojik alanda yetersizlik, halkın yerel gazeteyi yeterince benimsememesi, haber akışının ve sunumunun tatmin edici düzeyde olmaması gibi konularda da yerel gazeteler oldukça sıkıntılıdır.
Bugün Anadolu’daki yerel basın, haber malzemesi bulma bakımından büyük zorluklar içindedir. Bulsa bile bunu değerlendirecek elemanı yoktur. Haber ajanslarının yeterli ölçüde Türkiye düzeyinde haber alış verişini gerçekleştirememeleri, Anadolu basını bakımından haber bulabilme yönünden dengesizliği daha çok pekiştirmektedir. Bu yönden Anadolu gazetelerinin haber dağarcığının diğer değerlendirilenlere oranla daha değişik yapıya sahip olduğunu söylemek yanlış olmamaktadır.
Bir yandan yerel iktidar çevrelerinin tazyiki altında olan, bir yandan da merkezin sansasyona açık magazinsel söylemin etkisine, kendi çevresinden bile destek göremediği için direnemeyen yerel basının haberlerinin çifte manipülasyona uğradığı da öne sürülebilir. Yerel basının yurt çapında siyasal, kültürel yankılara yol açabilecek nitelikteki haberlerin yaygın basında saptırıldığından, yanlış bilgilendirmelere yol açıldığından yakınmaktadırlar. Anadolu gazetecileri.
1970’lerin sonlarında başlayan yerel basın kurultayları, günümüze kadar yapılmıştır, yapıla gelmiştir. Bu kurultayların hemen hemen hepsinde bu sıkıntıların çoğu gazeteciler tarafından dile getirilmiştir. Bu sıkıntılar hakkında çözüm önerileri sunulmuştur. Fakat yerel basının gelişimini sağlayıcı, sağlıklı adımlar atılamamış ve yerel basın hep bu sıkıntılardan şikayetçi olmuştur. Senelerden beri bu kemikleşmiş sıkıntı içerisinde olan yerel gazetelerin kimisi kapanmış, kimisi zor ayakta durmaya çalışmış, kimisi de tüm bu sorunların içerisinden kendi çabalarıyla çıkmış ve yayın hayatını sağlıklı bir şekilde yürütmüştür.
RESMİ İLANLAR VE REKLAM, TEKNOLOJİ, TİRAJ, VASIFLI ELEMAN SORUNLARI
Türkiye’de yayınlanan yerel Anadolu gazeteleri bir çoğu büyük zorluklar içinde yayın hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadır. Bu zorluklar içinde görev yapmaya çalışan gazeteler genelde, gazete olmaktan uzak, içerik ve görünüş bakımından da okuyucuyu tatmin etmeyen bir görünüm arz etmektedir. Bugün bu yerel gazetelerimizin çoğunun, gerçek anlamıyla gazetecilik faaliyetlerini yerine getirememesinin çeşitli nedenleri bulunmaktadır.
Öncelikle bu sorunları açıklamaya çalışacağız ve daha sonra bu sorunlarla ilgili çeşitli raporları aktaracağız ve en sonunda da bu sorunlara getirilen bazı çözüm önerilerinin yazacağız.
Resmi İlanlar ve Reklam: Yerel gazeteler önemli gelir kaynaklarından olan resmi ilanlar ve reklamlar yerel basının ayakta durabilmesini sağlamaktadır. Resmi ilanların dağıtımı konusunda yerel gazetelerin sorunları bulunmaktadır. Bu ilan dağıtım konusundaki sıkıntılara geçmeden önce resmi ilanın ve reklamın nasıl tanımlandığına bakalım.
Resmi ilanlar şu şekilde tanımlanmaktadır: 195 sayılı kanunun 29. maddesine göre, kanun tüzük ve yönetmeliklerle yayınlanmaları mecburi olan ilanlar ve genel ve katma bütçeli dairelerle il özel daireleri, belediyeler, köyler ve İktisadi Devlet Kuruluşları ve sermayesinin yarısından fazlası kamu hukuku tüzel kişilerine ait bulunan kuruluşların verdikleri reklam niteliği taşımayan ilanlar “Resmi İlan” sayılır. Buna karşılık, özel derneklerin ilanları, yayınlamaları mecburi olsa dahi resmi ilan değildir.
Bir ilanın resmi nitelikte olup olmadığı konusunda kararsızlık ortaya çıkarsa veya bu alanda ilgililerle Genel Müdürlük yada Valilik arasında anlaşmazlık olursa, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu’nun vereceği karara uyulur. Eğer yönetim kurulu gereksinim duyarsa veya Vali, Genel Müdürlük yada ilgili isterse, kurumun Genel Kurulu bu konuda prensip kararı verir. Genel Kurulun istek üzerine veya kendiliğinden vereceği bu kararlar kesin olup Resmi Gazetede yayınlanırlar.
Yukarıda belirtilen nitelikteki resmi ilanlar ancak Basın İlan Kurumu şubeleri aracılığıyla yayınlatılabilir. Kurumun şubesinin bulunmadığı yerlerde ise resmi ilanların yayınlanmasına valilikler aracı olurlar. Dönemsel yayınlar haklı bir neden olmadıkça resmi ilanları almaktan çekinmezler ve aldıkları bu ilanları zamanında yayınlamak zorundadırlar.
Resmi ilanları dağıtılmasında, dönemsel yayının görüş ve eğilimine bakılmaksızın, objektif ölçülere dayanılır. Kanunun 34. maddesine göre, resmi ilan verilecek dönemsel yayınların nitelikleri, muhteva, sayfa sayı ve ölçüsü, kadro, fiili satış en az yayın hayatı süresi yönlerinden de uygun görülecek diğer yönlerden Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nca saptanır. Genel Kurulun şubesi bulunmayan yerlerdeki dönemsel yayınların niteliklerini ise sözü geçen kayıtlara bağlı olmaksızın saptar. Keza, Türkiye’de yabancı dillerde yayınlana dönemsel yayınlarla fikir ve sanat dergilerine ilan ve reklam verme esaslarını da Genel Kurul ayrıca tayin eder.
Özel ilan ve reklamlar ise şu şekilde tanımlanmaktadır.Hangi ilanların özel ilan sayılacaklarını 195 sayılı kanunun 40. maddesi göstermiştir. Buna göre resmi ilan niteliğinde olmayan ve gerçek ve tüzel kişiler tarafından gazete ve dergilerde yayınlanmak üzere verilen ilanlar “Özel İlan”dır. Özel ilanlardan, satışı arttırmak gibi ticari amaçlarla veya bir şeye yada bir fikre rağbet sağlamak gibi maddi veya manevi çıkar elde etmek amacı ile gazete ve dergilerde yazı, resim veya çizgilerle yapılanlar ise “Reklam” sayılır.
Türkiye’de resmi ilanların dağıtımın yapmak için oluşturulmuş Basın İlan Kurumu’nun bugün sadece İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Konya’da şubeleri bulunmaktadır. Resmi ilanların hakça ve adaletlice dağıtılması gereklidir. Basın İlan Kurumu bulunan illerin bu konuda bir sıkıntısı yoktur. Fakat Basın İlan Kurumu bulunmayan illerde ve ilçelerdeki gazeteler ilan dağıtımı konusunda sıkıntı içerisindedirler. Buralarda resmi ilanlar gazetelere eşit bir biçimde dağıtılmamaktadır. Bunun nedeni ise resmi ilanları, Kaymakamlık sekreteryasında deneyimli yada bu konuda eğitim görmüş görevlilerin değil, herhangi bir görevlinin dağıtmasıdır.
1999 yılı içerisinde Basın İlan Kurumu şubelerinin bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Konya vilayetleri içerisinde, o vilayetlerin de sadece belediye hudutları içerisinde, gazetelerde 3 trilyon 258 milyar lira tutarında resmi ilan yayınlanmıştır. Ticari reklamlarda ise Reklamcılar Derneği’nin 1999 yılında yaptırdığı kesin olmayan istatistiki araştırmalarda reklamların Türkiye genelinde 150 trilyon civarında bir dağıtım gerçekleştirdiği görülmektedir. Burada resmi ilanları, tüm reklamların ancak yüzde 2-3 civarında olduğu görülmektedir. Basın İlan Kurumu şubelerinin olmadığı yerlerde yayınlanan gazetelere bakıldığında, valiliklerin aracılık yaptığı il merkezlerinde çıkan vasıflı günlük gazete sayısı 323’tür. Bu 323 gazetede 1999 yılı içerisinde 1 trilyon 309 milyar liralık resmi ilan yayını gerçekleşmiştir. İl merkezlerinin dışında ilçelerde ise 374 gazetenin payına da ancak 505 milyar liralık bir miktar düşmektedir
Resmi ilanlardaki fiyat tarifesi 1997 yılından itibaren tek tip olarak uygulanmaya başlanmıştır. Ancak tiraj durumu belli kademeleri aşan gazeteler kademesine göre daha farklı tarifeyle resmi ilan alabilmektedir.
Yerel gazeteler ilan ve reklam alabilmeleri konusunda sıkıntıları sadece gazetede çalışan bir muhabirin veya bir işçinin bu işle uğraşmasıyla ortadan kaldırılamaz. Yerel yönetimlerin ve büyük ticari kuruluşların da bu konuda duyarlı olması gerekmektedir. Bugün Anadolu’da bir banka, fabrika veya hastane açan sermaye grupları, açılış ilanını o bölgenin, şehrin herhangi bir yerel gazetesine değil de, ulusal bir gazeteye vermeyi tercih etmektedirler. Bu da yerel gazeteler açısından olumsuz bir durum teşkil etmekte ve ayakta durabilmeyi sağlayacak ekonomik dengenin bozulmasına neden olmaktadır.
Yerel gazeteler için resmi ilan pastası ve o pastadan büyük bir pay kapabilmek çok önemlidir. Basın İlan Kurumu’nun bulunduğu merkezlerde bunun için yayının muhtevası önem teşkil etmektedir. Yayının sayfa sayısına ve süresine bakılarak ilanlar dağıtılmaya çalışılmaktadır. Ancak ilan kurumunun bulunmadığı yerlerde ise bu dağıtım Valiliklerin ve Kaymakamlıkların inisiyatifine bırakılmıştır. Valilik ve Kaymakamlıklar bu yetkiyi adaletlice kullanabildiği gibi, istismar da edebilmektedirler. Nitekim bu istismarların gerçekleşmesi de dağıtım konusunda şikayetleri gündeme getirmektedir.
Sonuç olarak resmi ilanlar yerel gazeteler için tek gelir kaynağı olarak kabul edilmemelidir. Gazeteler ilan ve reklam yayınından umulan amacı sağlayacak kaliteye ve okuyucuya ulaşması halinde kamu kuruluşlarının özel ilan ve reklamları ile birlikte özel kişi ve kuruluşların da reklam harcamalarından pay alacaklardır.
Teknoloji: Anadolu’da yayınlarını sürdüren yerel gazetelerin bir bölümü de, teknolojik yetersizlikten şikayetçidirler. Bu teknolojik eksiklikler gazetenin çıkmasına, yayınlanmasına ve dağıtılmasına kadar kendisini hissettirmektedir. Bugün Anadolu’da hala el pedalı, rotatif ve fotokopi makineleri ile çıkan gazeteler mevcuttur.
Sahip olduğu teknoloji kadar, sahip olmadığı teknoloji de yerel basını olumlu yada olumsuz biçimi ile etkileyen unsurlardan biridir. Yerel basının artık sahip olduğu teknoloji kadar yayılabilme, etkileyebilme, okunabilme, kamuoyunun aracı olabilme olanağına sahiptir. Bir diğer deyişle, teknolojiye hakim olabilme ve onu kullanabilme gücü yerel basının da gücü anlamına gelmektedir. Değişen dünya ve Türkiye’de doğal olarak toplumlar ve kamuoyu da temiz nitelikli, okunabilen, güzel tasarımlanmış, kaliteli fotoğraf görüntüsünün yer aldığı gazeteler arzulamakta, bu gazeteleri tercih etmektedir. Bu gazetelerin etki gücü de böylelikle artmakta, verilmek istenilen mesajlar da gelişmiş teknolojinin yardımıyla, iyi hazırlanmış, çekici ve güzel paketler içinde sunulmaktadır.
1975 yılında Ankara’da yapılan 2. Türk Basın Kurultayı raporlarında da görüldüğü gibi yerel basın teknolojik olarak köşeye iyice sıkışmıştır. İstanbul basını teknolojiye yaptığı yatırımlar sayesinde Anadolu’da bazı atılımlar gerçekleştirmiştir. Ancak aynı atılımları yerel basın değerlendirememiş, 1990’lı yıllara kadar birkaç kent dışında teknolojik yenilenmeye dönük yatırımlara girmemiştir. Renkli ve daha kaliteli bir baskı tekniği olan Ofset baskı, Anadolu’ya ikinci el olarak ve İstanbul basınına ezilmek istemeyen gazetecilik terbiyesi ve geleneği içindeki birkaç yerel girişimci sayesinde olmuştur.
Genellikle İstanbul gazetelerinin terk ettiği ve elden çıkarmak istediği makineleri ucuza satın alan yerel basın, böylelikle aslında tam bir teknoloji çöplüğüne, daha doğru deyimiyle İstanbul basınının makine ve ekipman çöplüğüne dönüşmüştür. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki gazetelerin teknolojik olarak nerede olduğuna bakacak olursak, buradaki yerel gazetelerin çağın oldukça gerisinde kalmış yöntemlerle gazete yayınlamaya çalıştıkları, çağdaş teknolojik gelişmelerden hiç yararlanmamış olduğu ve halen ilkel bir teknoloji olarak kabul edilen el ile dizgi yöntemiyle hazırlanıp ilkel sayılabilecek araçlarla basıldıkları, ancak istisna sayılabilecek oldukça iyi durumda gazetelerin de bulundukları görülmüştür. Gaziantep Ekspres Gazetesinin Genel yayın Yönetmeni’nin “Avrupa’nın Çöplüğü Türkiye, Türkiye’nin İstanbul, İstanbul’un da doğu illeridir. Eskimiş, bozulmuş, tarihe karışmış matbaa makineleri bu yolla bize geliyor” biçiminde dile getirdiği görüşlerinde, birçoğu aile malı olan matbaalar gazetenin sürekli babadan oğla kalmakta olduğu, ekonomik güçlükler ve teknolojiye açık olamayan düşünce yapıları nedeniyle de gerekli olan teknolojik gelişmeyi sağlayamadıkları vurgulanmıştır. Ayrıca son zamanlarda bölgede el ile dizgiden yine çağın gerisinde olmakla birlikte Entertip-Linotip makinelerde kurşun dizgiye geçişin başladığı, bunun bile bölge gazetelerinde canlanma ve heyecana neden olduğu görülmüştür.
Son yapılan araştırmaların birinde yerel gazetelerin 247’si (%28.6) elle, 342’si (%39.6) makineyle, 274’ü (%31.7) bilgisayarla dizilmektedir. Elle dizilen yerel gazetelerin 56’sı Akdeniz bölgesinde, 37’si Karadeniz’de, 36’sı Ege’de, 35’i Marmara’da, 30’u Doğu Anadolu’da, 27’si İç Anadolu’da ve 26’sı da Güneydoğu Anadolu’dadır.
Makineyle dizilen yerel gazeteler, Karadeniz Bölgesinde 121, Marmara’da 48, Akdeniz’de 44, İç Anadolu’da 41, Ege’de 33, Güneydoğu Anadolu’da 29 ve Doğu Anadolu’da da 26’dır.
Bilgisayarla dizilen yerel gazetelerin en çok bulunduğu bölge ise 56 adetle Ege, sonra 53 adetle Akdeniz, daha sonra Marmara 48, İç Anadolu 47, Karadeniz 44, Doğu Anadolu 19 ve Güneydoğu Anadolu’da 7 tanedir.
Bu veriler, başta ekonomik açıdan gelişmiş saydığımız bölgeler olmak üzere, tüm bölgelerde yeni teknoloji sayılan bilgisayara yönelme olduğunu, ancak bu teknoloji değişikliğinin daha da hızlandırılması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Baskı teknikleri olarak yerel gazetelerin hangi teknikle baskı yaptıklarına bakacak olursak: yerel gazetelerin 47’si (%5.4) “pedal” diye adlandırılan günümüzün en eski baskı tekniğiyle yayımlanmaktadır. Bu tür makineler Anadolu’da kartvizit, davetiye, el ilanı gibi çok basit evrakların basımında kullanılmaktadır.
Pedalla basılan en çok Ege’de ve Güneydoğu Anadolu’da 9 ar makineyle, daha sonra sırasıyla, Marmara ve Karadeniz’de 8, İç Anadolu’da 5, Akdeniz’de 4 ve Doğu Anadolu’da 4 makinedir.
Makineyle basılan gazete, yalnızca Ege’de 2 adet bulunmaktadır.
Günümüzde ulusal gazeteler tarafından terk edilmiş bulunan “tipo tekniği” yerel basının ana teknolojisini oluşturmaktadır. (542 adet, %66.2) Bu teknolojiyi en çok, Karadeniz
bölgesinde 149 yerel gazete kullanmaktadır.
Ofset baskı sistemi uygulanan yerel gazetelerin sayısı ise 274’tür. (%31.6) Bu gazetelerin 56’sı Ege bölgesinde bulunmaktadır. Ege’yi sırasıyla, Akdeniz (53), Marmara (48), İç Anadolu (47), Karadeniz (44), Doğu Anadolu (19) ve Güneydoğu Anadolu (7) izlemektedir.
Türkiye genelinde toplam 866 yerel gazetenin %5.4’ü pedallı baskı makinesiyle, %0.2’si makine baskıyla, %62.6’sı tipo baskıyla ve %31.6’sı da ofset baskı sistemiyle basılmaktadır.
Tiraj: Gazetenin tüm teknik işlerinin, içeriğinin hazırlanmasından sonra satış için tezgaha çıkması veya daha değişik usullerle okura ulaşması gerekmektedir. İşte burada gazete için talebin ne olduğuna bakılmaktadır. Türkiye, gazete okuma alışkanlığı olmayan, bir ülke olarak gelişmiş ülkelere nazaran bu konuda çok geride kalmaktadır.
Bugün Japonya gibi uzak doğunun gelişmiş bir ülkesindeki gazete okuma alışkanlığına baktığımızda, Türkiye’nin bu konuda ne kadar eksik olduğu görülecektir. Japon gazeteleri 1000 kişiye düşen 584 gazete ile dünyada en yüksek dağılım oranına sahiptir. Yayınlanan toplam gazete sayısı 70 milyonun üzerindedir. Araştırmalar halkın %90’nından fazla bir oranının günde ortalama 40 dakika harcayarak gazete okuduklarını ortaya çıkarmaktadır.
Türkiye’de gazeteye ilgi bu kadar az olunca, gazeteler, özellikle 1990’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar, kuponla hediye dağıtma ve lotarya yöntemiyle tiraj artırmak istemiş, bu şekilde tirajlarını artıran bazı büyük ulusal gazeteler ancak günü kurtarabilmişlerdir.
Anadolu’da da bu lotarya ve hediye dağıtma olayına ilgi duyulmuş fakat, zaten tirajları az olan yerel gazetelerinde bu lotaryacılıktan yerel gazetelere olan ilginin azalmasına ve dolayısıyla satışların düşmesine neden olmuştur.
Vasıflı Eleman Sorunu: Profesyonel kadro eksikliği, içerik ve baskı kalitesi olarak kendini hissettirmektedir. Gazeteleri basan teknisyenlerin büyük bölümü alaylıdır. Düzenli bir eğitime yada kursa katılmadıkları için “babadan gördüklerini” uygulamaktadırlar.
Vasıflı eleman veya profesyonel kadro eksikliği, tüm sektörlerde olduğu gibi yerel basında da önemli bir sorun teşkil etmektedir. Çalıştığınız her alanda teknolojik yenilikleri çok kısa süre içinde elde ederek onun nimetlerinden sonuna kadar yararlanma imkanı vardır. Ama elinizde yetişmiş kaliteli bir insan kaynağı yoksa, ürün mutlak bozuk çıkacaktır. Ürün hatasını ne parayla, nede teknolojiyle telafi etme şansınız yoktur.
Bu bütünlüğü sağlayabilmek için yerel medyanın günümüzde hızla gelişen iletişim dünyasına ayak uydurabilecek kapasitede, demokrasi bilincini özümlemiş, eğitimli elemanlara ihtiyacı vardır. Eğitimli, vizyonlu ve ufku olan gazeteci ihtiyacı yerel medyanın en önemli sıkıntılarından biridir. Yerel medya bugün gazeteci ihtiyacını mutfaktaki veya sokaktaki işsizlerin arasından, bu mesleğe ilgi duyan gençleri kendi ocağında yetiştirerek gidermeye çalışmaktadır. Yerel medya bir anlamda gazeteciyi yetiştiren okul konumundadır. Ancak bu yöntem basın mesleğinin eleman ihtiyacını karşılamada çoğu kez sağlıklı ve başarılı sonuç vermemektedir. Öte yandan İletişim Fakültesi mezunu gençler de eğer iş bulabilirlerse, genel medyayı tercih etmektedirler. İletişim Fakültesi mezunlarının taşrada çalıştığı vaki değildir.