Sanırım siyasi kitap derken belli dönemlere ilişkin siyaset tarihi vb. kastediliyor. Ben öyle değerlendiriyorum en azından. Genellikle kitaplar 1-2 yıldan 3-5 yüzyıllık dönemlere kadar kapsayabiliyorlar. Hangi kitabı, hangi yazarı okuma deyince biraz düşünmek gerekli, yoksa kitaba da verilse harcanan para yerine gitmeyebilir. Siyasi vb. konulu kitapların az çok yanlı olması doğal, zaten tamamen tarafsız bir kitap yapay ve okunması da sıkıcı olurdu. Ancak biyografi, anı gibi türlerde kimi kitaplar, sadece bir kişinin gözünden anılarını yaşadığı siyasi tarihi vb. anlatıp zevkle okunabilir. Ancak okunan kitap sizin zaten bildiğiniz siyasi eğilimleri ve birtakım klişeleri içeriyorsa okunması biraz sıkıcı olur.
Özgür iki farklı kitap okuduğunu ve ikisinin de aynı kişiyi birbirine tezat olarak tanıttığını yazıyor. Bence bu gayet güzel. Okuyan kişi okuduklarını hazmedip aktarılan nesnel bilgileri değerlendirerek bir sonuca varacak. Yoksa sadece A ve B yazarın görüşünü aynen kabullenmek yanlış bir yaklaşım olur. Ancak bazen de şu tip kitaplar var: Size A kişinin iyi, kötü, dürüst, çalışkan, faydalı, faydasız, vatansever, hain olduğunu söylemiyor. Ancak ne yapıyor, sadece okuyucunun edinmesini istediği görüşe yönelik bilgileri, belgeleri ve anıları kitapta anlatıyor. Burada okuyanı kasten kandırma tarzı görülüyor, veya kendi görüşünü söylemekten çekiniyor ama ima ediyor.
Okul kitapları yıllardır belli formatta bizlere, Atatürk’ü, Türk tarihini, Cumhuriyet tarihini, Osmanlı tarihini anlatmakta. 1930 sonrası tarihini öğrenmek için iş bizlere düşmekte. Yani kitap okuyacağız.
Bilenler bilir, inanılmaz derecede çok sayıda kitap yayınlanmış bu konularda. Ben şahsen biraz da farklı bir gözden görüş edinmek için yabancı yazarların (Bernard Lewis, Patrick Kindross, Andrew Mango..) kitaplarını okumaya öncelik veriyorum. Bu yabancı yazarlar da kitaplarında Nutuk’dan, Halide Edip’in kitaplarından, Şevket Süreyya Aydemir’in kitaplarından alıntı yapmışlar. Osmanlı tarihi için de İlber Ortaylı’nın güzel kitapları var. Bu söylediklerim dışında bir arkadaşınızın, okuldaki Hocanızın tavsiye ettiği kitaplar okumak için tercih edilebilir. Beğendiğiniz bir kitabın mutlaka referanslarında da birçok okumaya değer yayın vardır.
Okullarımızda 1950’ler sonrasının okutulmaması çok ilginç bir konu; ancak, hepimiz niçin okutulmadığını biliyoruz. 1950 sonrasının herkesin üzerinde anlaşamadığı birçok çizgisi var. Okunan kitaplar ve diğer bilgi kaynakları insanı berrak açık bir çizgiye kolaylıkla ulaştıramaz, biraz zaman gerekir.