Bağdat'a götürülen 11 askerimizin nasıl kötü muameleyle karşı karşıya bırakıldığını anlattı.
Irak'ın Süleymaniye kentinde 4 Temmuz 2003'te yaşanan ve Türk askerlerinin başına çuval geçirildiği baskın sırasında Özel Kuvvetler Komutanı Yardımcısı olan emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan ilk kez konuştu.
Bağdat'a götürülen 11 askerimizin kötü muameleyle karşı karşıya bırakıldığını belirten Kılıçarslan, “Sorguda sert müdahale görünce, bizimki de karşısındakine tekme atmış” dedi. Kılıçarslan, İran tarafından esir alınan İngiliz askerlerinin açıklamaları için ise “Profesyonel askerin böyle açıklamalarda bulunması söz konusu olamaz. Askerlik şeref ve haysiyeti var” diye konuştu.
İngiliz esir krizini değerlendirdi
Kılıçarslan, İngiltere ile İran arasında yaşanan esir asker krizini değerlendirirken, Türk askerlerine Bağdat'ta yapılan sorgulamada yaşananlarla ilgili önemli bilgiler verdi:
“Sorguda, 'bunu yapıyorsunuz, şunu yapıyorsunuz' diye sorular sorulmuş çocuklara. Sorgu esnasında, şiddet kullanılmış. Çok uzatmamışlar, ama yemek vermemişler, susuz bırakmışlar, açıkta bırakmışlar. Ancak sorguda sert müdahale görünce, bizimki de tekme atmış karşısındakine. Ama bu tür faaliyetler, Türk personel olduklarını bildikleri için kısa kesilmiş”
Ağustos 2006'da emekli oldu
Askerlik kariyerinin önemli bir bölümünü Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) çatısı altında geçiren Kılıçarslan'ı, kamuoyu Süleymaniye baskınıyla tanıdı. 2003'te Özel Kuvvetler Komutan, Yardımcılığı görevini yürüten Kılıçarslan, bölgeye giderek olayları Ankara'ya rapor eden üst düzey yetkili oldu. Kılıçarslan, Ağustos 2006'da Ankara Merkez Komutanlığı görevinden emekliye ayrıldı.
İngilizlerde korku ve panik
Kılıçarslan, İran'ın elindeki İngiliz askerlerin, tutum ve açıklamalarıyla ilgili olarak da şu değerlendirmelerde bulundu:
“Profesyonel bir askerin böyle açıklamalarda bulunması söz konusu olamaz. Bunlarda herhalde büyük korku, panik hâkim, tahmin ediyorum. Döndükleri zaman yargılanmaları lazım, ilgili ülke tarafından. Vermiş oldukları yemin var askerlikle ilgili. Hangi durumda neleri söyleyecekler, neleri söylemeyecekler. Askerlik şeref ve haysiyeti var. Milli onur var.”
Vatandaş, 'Vay anasını' dedi
“Türkiye'de halk, Irak devrik lideri Saddam Hüseyin'in idamında, Saddam'ı sevmese bile onun arkasına geçti. Aynı şey bu olayda da oldu. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ı sevmeyen Türk halkı, İngiltere'ye karşı yapmış olduğu bu hareketten dolayı ona sempati duydu. 'Vay anasını, biz yapamıyoruz, adam ne iş yaptı' dedi. İran'ın yaptığı yanlış. İlgili ülkenin askerlerini, kendi ülkesine karşı kullanmaya yönlendiriyor. Askerliğin bilinen evrensel kurallar içinde olmaması gereken bir konu. Onurlu bir duruş olması lazım esirler arasında. İlgili ülke de, esirlere onur ve haysiyetini kırmayacak şekilde davranmalı.”
Emekli Orgeneral Kemal Yavuz da İngiliz askerlerinin İran'ın propagandasına alet olduğunu belirterek, “Bunun hesabını mutlaka sorarlar, döndükten sonra yargılanırlar. Rehinelerin kendilerine yapılan baskıyı reddetmesi lazım. İran'ın tutumu da yanlış” dedi.