Samimiyet
Türk'ler niye bu kadar kendini beğenmiş ve havalarda olan insanlar?
Uzmanlığım olan teknik bir konuda, aynı konuda öyle pek fazla bilgisi olmayan bir adamı tanıyorum ki öğrenmek için bilenlerin yanına gelmiyor, ve konularda konuşma hakkı olan bir adammiş gibi sözler sarfediyor. Nedir bunun sebebi?
Bence “TÜRKLERİN SAMİMİYETE VERDİĞİ AŞIRI ÖNEM'' bu işin sebebidir. Allah allah diyeceksiniz. Samimiyet ile kendini beğenmişlik arasında ne bağlantı var? Şimdi anlatacağım.
Türkiye gibi samimiyete aşırı önem veren bir kültür içindeyseniz, herhangi iki insan arasında samimiyet oluşturmak için iki şey gerektiğini bilmeniz gerekir: 1- Ortak konu 2- Renkli kişilikler. Renkli kişilikler olmazsa olmaz şartlardır; Bir şeyler anlatılacak, onlara gülünecek, ve her iki insanda kendi renklerinden birşeyler rtaya koyacaklardır KI, ortada samimi bir hava olabilsin. Renkli kişilikler, bilir havalarda olmayı gerekirir. Karizma işidir. Dışadönük bir sovdur.
İşte Türkiye kültürünün paye verdiği, kaşık tuttuğu tipleme böyle bir adamdir. Ama bu tipleme ne yazık ki bilim ve teknoloji alanında hiçbir isimize aramamaktadır. Bilim ve mühendislik alçakgönüllülük ister. Ne bilmediğini bilmeyi gerektirir.
Ek olarak, aile düzeni de Türk'un aleyhine çalışır. Aile içi de gereğinden fazla samimiyet taşıyan Türk'lerde çocuk, şımarık bir piç haline dönüştürülür. Bu adam büyüyünce, kültürüne uymak için renkli bir adam olma isteği, artı şımarık bir piç olması önün her türlü alçakgönüllülük gerektiren işlerde ayaklarına bir celme takacaktir.
Türk'lere dönüşümlerinde en çok yardımcı olacak şey, göçebe mentalitesini anlamaktan geçecektir. Zannedildiğinin aksine, Türk'lerde göçebe mantığından zerre kalmamıştır. O işler olalı 1000 sene geçmiştir. Ben gerçekten göçebe olan kültürün içinde yaşadım (Amerika), o adamlarla Türk'lerin yakından uzaktan alakası yoktur. Türk'ler çici biçi yerleşik düzende, kapalı ve herkesin herkesi tanıdığı bir ortama artık uyum sağlamışlardır. Etrafındaki karıncalar ordusuna uyum sağlamak, onun için doğa ile mücadele edip galip gelmekten daha önemlidir. Göçebe adam, bir yerlere gider, yolda doğayla savaşır, işini kolaylaştırmak için icatlar yapar. Türk hafta sonları bile evinden çıkmaz.
Şamimiyet olgusunu da bir şekilde yıkmamız gerekmektedir. Size ödev veriyorum:
1- Kapıcınız ile şenli benli olmayın: Zaten bilmemne köyünden gelen bu yarı-okumuş pezevenk sizinle aynı seviyede olduğunu zannetmemelidir. Onun sürekli kapınıza gelmesini engelleyin (çöp toplamak için), hatta bu insani ilişkiden kurtulmak için copunuzu kendiniz atın (hareket etmiş te olursunuz, sürekli oturan Türkish gotunuz de yerinden oynamış olur), ve ilk selam veren hic siz olmayın. Zaten yüzüne bakmayarak, selam almaktan da kurtulmuş olursunuz.
2- Resmi olun, gevşek olmayın: Sadece söylenmesi gerekenleri söyleyin, fazlasını söylemeyin. Yılışıklık yaparak, karşı taraftan samimiyet beklemeyin. Erkekseniz, diğer erkeklere avanak avanak uzun süre bakmayın (bu Türkiye'de başıma geliyor, inanın ki dışarıdan gelen bir turist Türkiye'de erkeklerin %80'inin homoseksüel olduğunu düşünecektir -zaten böyle bir yorumu bir Amerika'li arkadaşımdan işittim-).
3- Size hizmet veren hiçbir kimsenin, “sen” diye hitap etmesine izin vermeyin.
4- Hizmet karşılığı bahsis verin ki, ilişkini bir “para” ilişkisi olduğu daha iyi
anlaşılsın.
5- Gereksiz yere fazla gülmeyin. Utangaç utangaç içe dönük sırıtmalar yapan Türk geri zekalılarından olmayın.
6- Karşı tarafın anlattığı hakkında düşünün, söylemeyi planladığınız şeyi yeni aldığınız bilginin değiştirmesine izin verin. Karşı tarafın söylediğini sizin nefes alma aranız gibi kullanmayın. Şov yapmıyorsunuz, hayatta kalmaya dönük stratejik bilgi alıyorsunuz.
7- Karşınızdakı, eğer bir konuda yorum yapmaya yetkili ve sizin muhatabınızsa onu dinleyin. Yoksa söylediği hiçbir şeyi umursamayın.
8- İş ve hayat konularında, “hayatta kalma” içgüdüsünüzü hep canlı tutun. Öğrendiğiniz şeyleri, hayatta kalma hedefi için öğrenin, ve önceliklerinizi yine hayatta kalma mücadelesine göre ayarlayın. “Başkası ile iyi geçinmek” hayatta kalma stratejisi değildir. Bunu yaparsanız, Türkiye'nin %90'inin olduğu gibi “kafa adam” ama “yeteneği ve becerisi olmayan” karıncılar
ordusundan bir salak olursunuz.
9- Mütaasip'cilik, toplumda samimiyet yaratabilecek yolaçıcı uygulamalardan biridir. Mütaaşıp olmayın, başkalarının ahlaki olarak nasıl davrandığı ile hic ilgilenmeyin.
10- Komşularınız ile tanışmayın, hatır sormayın.
murat karun