Beşbin seneyi aşan şanlı tarihimiz içinde, göğsümüzü kabartan zaferlerimizin yanında, ”az da olsa” bizi yeise boğan yenilgilerimizde olmuştur.Ancak bu yenilgilerin hiçbiri bizi aşağılık duygusuna sürüklememiş, Türk milleti, zaman içinde bunu telafi etmeyi hiç ihmâl etmemiştir.Bunu ise zaferlerine destan dizdiği kadar, yenilgilerinede ağıt yakmasına yani ne zaferini nede mağlubiyetini unutmamasına borçludur…
Tarihimizin özellikle son yirmi yılında Batıya, özellikle ABD’ ye karşı önemli ve unutmamamız gereken yenilgilerimiz oldu..Bu yenilgilerin hemen hepsini masa başında aldık.. , Masa oyunlarıyla uğradığı her haksızlık, Türk milletinin yüreğinde tortulandı..Kıbrısta soydaşlarımız katledilirken önümüze bir set çeken Amerikan 6.filosu, bile bile vurulan muavenet gemimiz, Kuzey Irakta başımıza geçen çuvallar gururumuzu derinden yaraladı..
Milletimiz tüm bunları şuuruna ve şuuraltına kazıdı. Unutmadı ve unutmayacak..Ta ki karşılığı verilip kırılan gururumuzun tamir edilmesine kadar…Bu hesap kapatılmadığı müddetçe her gelen yeni nesle aktarılacaktır ve aktarılmalıdır..
Bu gelişmelerin tabii sonucu olarak Türk milletinin her kesiminde derin bir Amerikan aleyhtarlığı vardır..Girdiği her ülkenin demografik , sosyolojik ve kültürel yapısını iyi okuyan ABD de bunun farkındadır ve bu durumdan rahatsızdır..
Rahatsızlığın en baş sebebi, ABD’nin ve İsrailin sıkıntısız olarak gelecektede var ve hakim olabilmesi için şart olarak gördüğü, ortadoğunun yeniden yapılandırılmasının, bölgede Amerikan yanlısı, İsraille dost rejimlerin işbaşına getirilmesinin İran safhasında, Türkiyeye şiddetle ihtiyaç duymasıdır..Türkiyeyi yanına almadan bölgede kesin başarı sağlayamayacağını Amerika iyi bilmektedir.
Ancak ne Türk askeri peşmergeler gibi uşaktır, nede Türk milleti Iraklı aşiretler gibi tasma kabûl eder..Türk milletinin ”küçük bir ihtimal de olsa” Amerikan nefretini silmenin tek yolu, onun gururunu tamir etmektir…
İşte son günlerde acemice sahnelenen kaypak oyun, işbirlikçi aktörler , ve sahibinin sesi medya bu olaya kilitlenmiştir…”Türk milleti çuval olayını unutmuştur, tarihe gömmüştür” , ” Türk askeri böyle bir çuval olayını asla başka bir milletin askerlerine uygulamaz” diye gûya Türk milleti adına ahkâm kesen ”binbirsuratlar” başarılı olamayacaklardır…Türk milleti çuval olayını tarihe değil, bir diken gibi gönlüne gömmüştür..Çıkmadığı müddetçe batacak ve acıtacaktır…Türk askerinin ve Türk liderlerinin, özelliklede Mustafa Kemal Atatürk’ün, hakedene hakettiği cevabı vermekteki kararlılığını ise bu zavallılar Türk tarihine bakarak öğrenebilirler.
Amerika bugünkü tüm ”görmezden gelme” taktiğine rağmen, Ortadoğuda, İranda Türk varlığının ve öneminin farkındadır..1990 Körfez savaşından bu yana defalarca bizim cevap verebilme kâbiliyetimizi ” her an geri çekilecek şekilde” ölçmüştür..Ancak basiretsiz sözde devlet adamlarımız, bir türlü cesaretlerini toplayarak gerekli cevabı verememişlerdir..Amerikayı bölgede fütursuzca davranışa iten işte bizim ”cücelerin” bu basiretsizliğidir.
50-100 yıl, milletler hayatında çok kısa olan sürelerdir..TC devleti, henüz çocukluktan delikanlılığa geçme dönemindedir..Sürdürülen tüm psikolojik savaşa, yalan propogandaya , ekonomik zincirlere rağmen, milli temellerimiz ,sarsılmayacak kadar sağlamdır..Zamanla bu temeller üzerinde yükseltmeye çalıştığımız binada tam manasıyla şekillenecek ve artık gündelik rüzgârlarla sallanmayacaktır…
O günlere göndereceğimiz nesiller ise tarihin derinliklerinden gelen zafer ve gururlarımızın yanında, çuval utancını da beyinlerine kazıyarak geleceğe yürüyeceklerdir..Bundan kimsenin şüphesi olmasın…
Hiç bir millete potansiyel olarak düşman olmak akıl kârı değildir.Türk milleti dostça açılan kolları hiç bir zaman geri çevirmemiştir..Ama düşmanlığını maskeleyenlerin kollarındanda tarih boyu bıkmış usanmıştır.Millet olarak varlığımızı sürdürebilmemizin en önemli şartı ”Çinlinin yumuşak ipeğine ve tatlı sözüne” kanma alışkanlığımızı bir an önce terketmek, darbeleri yiyip intikam peşinde yanmak yerine , darbeler gelmeden önce önlemenin yolunu bulmaktır…