Merhaba arkadaslar , secımler bıttı , ülkemız için hayırlısı olsun diyorum , milletimiz gerceklerin ne derece vahim oldugunu hala kavrayamadı tahmınımce , zira % 46 lık bir oy baska bır seyle izah edilemez.
Ozan kardesımınde dediği gibi bu ülkeyi karsılıksız sevenler var oldugu sürece bu ülkeyi böldürtmemek sattırmamak adına mücadelemıze her zaman ve her ortamda devam edecegız.
Aşağıdaki yazıları sizinle paylaşmak istedim ,
Devletin mumu, yalancının mumu…
Hazreti Ömer halife. Bir gece makamında Ashabtan biri ziyaretine gelir.
Selam verir.
Selamı alınmamıştır.
Oturur.
Ömer işiyle meşgul.
Sahabe bekler. Hz. Ömer çalışır.
Selam alınmamış, yüzüne bile bakılmamıştır.
İş biter. Hz. Ömer mumu söndürür.
Bir başka mumu yakar.
O anda selamını alır. Konuşmaya başlar.
Sahabe sorar:
-Ya Ömer, niçin hemen selamımı almadın ve niçin bir mumu söndürüp diğer mumu yaktın ve ondan sonra benle konuşmaya başladın?
Hazreti Ömer :
-Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mes’ul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra seninle meşgul olmaya başladım.
Kıssa böyle…
Mercedes’e sahte plaka takanlarla, Hazreti Ömer’i yan yana koyun adalette…
‘Verdimse ben verdim’ diyenlerle de yan yana koyun bakalım…
Koltuğa yapışıp gitmeyenlerle de yan yana koyun…
Kantara çıkarın demiyorum…
İki fotoğrafı yan yana koyun…
Meclise terör örgütü mensuplarını sokanları da bir yanlarına koyun…
Bakın bakalım…
Arada fark var mı…
Şunu fark ettim bir yandan da geçen gün…
Hırsız büyük olunca saygı duyuyor, küçük olunca kepaze ediyoruz.
Anketlerde başka partiye, sandıkta başka partiye oy veriyoruz.
Sokaklarda şikayet ediyor, ikili görüşmelerde kınadığımız organizasyonların içine girebilmek için kanal arıyoruz.
Pek çoğumuzun şikayeti, çıkar çarkına, saadet zincirine dahil olmamaktan kaynaklanıyor…
Simitçiye soruyorlar, televizyonda hangi programları izliyorsun diye…
Yalan otomatiğe bağlanmış, tüm simitçiler belgesel ve tartışma programı izliyor…
Biz, bizden başka bir şeyi oynuyoruz….
Peki ey Türk milleti, sana soruyorum…
Niye kandırdın beni?
Ben, sen varolan düzenden rahatsızsın diye yazdım, söyledim, bağırdım…
Şehit cenazelerini ruhun kaldırmıyor sandım…
Çöpten çürük domates toplamaktan rahatsız olduğunu düşündüm…
Ey Türk milleti, sen, politikacılarla beraber beni de kandırdın…
Oysa ki senin huzursuz olduğunu sanıyordum, yanılmışım…
Oysa ki senin Hazreti Ömer adaleti aradığını sanmıştım, aldanmışım…
Sen sahte plakalı Mercedes adaleti, Türk sularında Amerikan tersanesi istiyormuşsun…
İstiyormuşssun da bana söylemeye utanmışsın…
Oldu mu şimdi, bak…
Her iki kişiden biri bunları isterken ben bundan sonra sana ne diyeyim…
Ben bundan sonra şehitten, yolsuzluktan ve onursuzluktan nasıl bahsedeyim…
Sen kendi tercihini yaptın, şimdi sıra bende…
Ben yine devletin mumuna saygı gösterenin peşindeyim, sen de yalancının mumuna…
Böyle geçsin hayat, mahşerde görüşürüz…