TÜRKİYE NASIL KUŞATILDI
Fethullah Gülen Hareketinin Perde Arkası
TÜRKİYE NASIL KUŞATILDI?
Fethullah Gülen Hareketinin Perde Arkası
Fethullah Gülen'in 35 yıllık yol arkadaşı Nurettin Veren anlatıyor..
Merdan YANARDAĞ yazdı..
Yeni çıktı!
(Siyah Beyaz Yayınları, 180 sayfa, İstanbul Eylül 2006.)
Bütün kitapçılarda ve alışveriş merkezlerinde..
/
TÜRKİYE NASIL KUŞATILDI
Fethullah Gülen Hareketinin Perde Arkısı
ABD'nin dünyanın kalbi olarak bilinen ve yeryüzünün en zengin enerji havzalarının bulunduğu Merkezi Avrasya'yı denetim altına almak için geliştirdiği Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin (GOP) en önemli boyutunu, hiç kuşkusuz “ılımlı islam” strtejisi oluşturuyor. Ilımlı İslam, batılı değerlerle uyumlu, siyasal olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş, sınırların yeniden çizildiği ve rejimlerin bu amaca uygun olarak değiştirilmesinin öngörüldüğü GOP'un taşayıcı kavramıdır. Bu kavramın politik arka planı irdelendiğinde, bizi hiç bir tereddüde yer birakmayacak şekilde getirip Fethullah Gülen örgütlenmesinin kapısına koyuyor. Öyle anlaşılıyor ki, bölgede ılımlı islam projesinin en önemli aktörlerinden biri Fethullah Gülen ve onun kurduğu yaygın örgütlenmedir.
Çünkü, hiçbir rejim sadece askeri ve siyasal zorla ayakta kalamaz. Tarihin bize verdiği en önemli derslerden biri de bu olgudur. Dünyanın en kötü ve zorba yönetimleri bile, örneğin çöpleri toplamak ve fırınları çalıştırmak zorundadır. Dolayısıyla asgari bir toplumsal destek oluşturulmadan hiçbir baskıcı yönetim ya da diktarörlük ayakta kalamaz. Aynı şey işgaller ve sömürgecilik için de geçerlidir. Etkili bir işbirlikçi sınıf ve asgari bir toplumsal destek ya da kayıtsızlık gereklidir.
İşte GOP ve ılımlı islam stratejisi ve/veya siyaseti, Ortadoğu ve islam coğrafyasında ABD işgaline ve neo-klasik sömürgecilik girişimine toplumsal ve siyasal rıza üretmek için geliştirilen bir projedir. Fethullah Gülen ise, “Dünya denilen geminin kaptanı” olarak nitelendirdiği bu otorite ve irdeye hedeflerine ulaşmak için boyun eğilmesi gerektiğini vaaz ediyor. Dolayısıyla Gülen, ABD'nin “ılımlı islam” projesinin teolojik ve felsefi arka planını oluşturmak için gönüllü yazılmış bir tarikat lideri portresi çiziyor.
Kendisini, “Kutb-ul Aktab”, yani kalbinden geçeni Tanrının yerine getirdiği insan ilan eden ve izleyicileri tarafından “müçtehid”, yani din de içtihad yapan, kuralları değiştirme ve yeni kurallar koyma yetkisi ve birikimine sahip bir yüksek makam/şahsiyet olarak nitelendirilen Fethullah Gülen, ılımlı islam projesinin hayata geçirilmesine adaydır. Burada “Kutb-ul Aktab” ve “meçtehid” kavramları ile tarif edilen makam ise, peygamberlikten bile yüksek bir konuma işaret etmektedir. Çünkü Fethullah Gülen'e atfedilen yetenek ve verilen yetkiler, kutsal kitaplarda peygamberlere bile tanınmamıştır.
Gülen'in, İslam'ın esaslarına bile müdahele etme gücünü/yetkisini içeren bu nitelikleri kendisinde nasıl topladığını, Nurettin Veren, Kanaltürk ekranlarında açıkladı. Bu açıklamaları kaynaklarıyla birlikte bu kitapta geniş şekilde bulacaksınız.
***
Türkiye'nin “büyük medya” alanında tek muhalif televizyonu olan Kanaltürk'te, 26 Haziran ve 3 Temmuz 2006 tarihlerinde yaptığım “Yolsuzluk ve Yoksulluk” isimli ekonomi-politika programlarında Fethullah Gülen'in Türkiye'yi bir ağ gibi saran örgütlenmesi mercek altına alındı.
Programa, Gülen'in 35 yıl boyunca en yakınında yer alan, onun baş yardımcılığını ve siyasi danışmanlığını yapan; Fethullah Gülen dahil, cemaatin şekillenmesini ve gizli politik/islami örgütlenmesini gerçekleştiren üç kişiden biri olan makina mühendisi Nurettin Veren konuk olarak katıldı.
Seyircilerden gelen mesajlarda da belirtildiği gibi, Veren'in program boyunca yaptığı açıklamalar, “şaşırtıcı, irkiltici, inanılmaz ve insanın kanını donduran” nitelikteydi. Tehdidin hem büyük hem de yakın olduğunu gösteriyordu. Çünkü, programda yapılan açıklamalar, kamuoyunun ilk kez duyduğu çok önemli ve çarpıcı bilgiler içeriyordu. Üstelik bu bilgiler kanıtlara, belgelere ve birinci elden tanıklıklara dayalıydı.
Fethullah Gülen'in para kaynakları, kontrol ettiği büyük mali gücün çapı; finans, sanayi, eğitim, sağlık ve medya sektörlerinde sahip olduğu firma, kuruluş ve yatırımlar; vakıflar; paraların nasıl toplandığı; bu islami-politik örgütün nasıl kurulduğu, yönetildiği ve işlediği; başta mülkiye (içişleri bakanlığı), Silahlı Kuvvetler, Emniyet Teşkilatı ve Milli Eğitim olmak üzere devlet içinde nasıl örgütlendiği, Kanaltürk'te yayınlanan Yolsuzluk ve Yoksulluk programında bütün açıklığıyla ortaya konuldu.
Nurettin Veren, sadece Fethullah Gülen'in çok yakınında bulunmuş bir kişi değil, aynı zamanda aktif bir yönetici ve bir operasyon adamı. Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu, Asya Finans (Bank Asya), cemaate bağlı okullar, dershaneler ve başta Orta Asya ülkeleri olmak üzere, dünyanın bir çok bölgesinde kurulan üniversiteler ve orta öğretim kurumlarının birinci dereceden kurucusu ve sorumlusu. Dolayısıyla örgütün/cemaatin, deyim uygunsa pilot kabininde yeralan Nurettin Veren'in yaptığı açıklamalar Türkiye'yi sarstı.
***
İkinci programa Nurettin Veren'in yanısıra önemli bir konuk daha katıldı; İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şubesi eski Müdürü Adil Serdar Saçan… AKP'nin iktidara gelmesinden sonra politik bir kararla meslekten ihraç edilen Adil Serdar Saçan, kamu yönetim doktorası yapan, birincilikle bitirdiği Polis Akademisi'nin yanısıra Hukuk Fakültesi'den de mezun olan bir polis. Saçan, Emniyet Teşkilatı'nda Fethullahçı örgütlenme konusunda ilk raporları hazırlayan, soruşturma yürüten, kanıtları toplayan ve tehlikeye işaret eden bir emniyet müdürü.
Halen davaları devam eden Saçan, 5 yıllık Organize Suçlar Şube Müdürlüğü sırasında, başta Ömer Lütfi Topal ve Nesim Malki cinayetleri ile Albayraklar Holding'in adının karıştığı yolsuzluk olayları ve İstanbul mafyası olmak üzere çok sayıda soruşturmaya imza attı. Bilindiği gibi, islami sermaye çevrelerinden Albayraklar Holding, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a en yakın gruplardan biri. Daha da önemlisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başta ” Akbil” olmak üzere çeşitli ihaleleri hakkında yürütülen soruşturmada Başbakan Erdoğan'ın da adı geçiyor. Dolayısıyla, AKP'nin iktidara gelir gelmez ilk işlerinden biri Saçan'ı görevden almak oldu.
Adil Serdar Saçan, programda Emniyet içindeki Fethullahçı örgütlenme hakkında çok çarpıcı açıklamalar yaptı, önemli belgeler sundu. Saçan, verdiği bilgilerle Nurettin Veren'in çizdiği çerçeveyi tamamladı.
***
Program sırasında gelen yaklaşık 150 bin kısa telefon mesajı, konunun önemini ve izleyicilerin yüksek ilgisini ortaya koyarken, F. Gülen örgütünü ve taraftarlarını ne kadar etkilediğini de gösterdi. Günler boyu süren programa yönelik kutlamaların yanısıra; çok sayıda tehdit, hakaret, küfür masajları ve telefonları da geldi.
Öte yandan programa, Gülen'in sözcülüğünü yapacak düzeydeki bazı kişiler, davet edilmelerine karşın gelmediler. Örneğin, Fetullah Gülen'e yakınlığıyla tanınan Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Yazarlar ve Gazeteciler Vakfı Başkanı Harun Tokak ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Yıldırım bu isimler arasındaydı. Kendilerine defelarca telefon edildiği, faks çekildiği ve doğrudan temas kurulduğu halde katılmayacaklarını bildirdiler.
Durum böyle olmasına karşın; on yıldır ABD'de yaşayan, Federal Polis (FBI) ve Amerikan istihbarat örgütü CIA tarafından korunan Fethullah Gülen, yandaşları aracılığıyla mahkemelerden tekzip kararı çıkarmak için yoğun girişimlerde bulundu.
Sonuç olarak; ABD'nin gezegene hakim olma stratejisini formüle ettiği, “Yeni Amerikan Yüzyılı Projesi” ve projenin en önemli siyasal etabı olan GOP'un Türkiye için taşıdığı anlam; programda yapılan açıklamalar, ortaya konulan belgeler ve analizlerle daha da netleşmiş oldu.
AKP ile ittifak içinde hareket eden, hükümette kendisine yakın bakanlar bulunan F. Gülen ve örgütü, Yolsuzluk ve Yoksulluk programında ortaya çıkan gerçeklerden de anlaşılacağı gibi Türkiye'yi ve toplumu kuşatmış durumda. Daha da önemlisi, Fethullah Gülen'in sahip olduğu ilişkiler ağı, denetlediği mali güç, örgütlenmesinin ulaştığı derinlik ve yaygınlık, tahminlerin ötesinde bir büyüklüğe ulaşmış durumda.
İşte Nurettin Veren bu örgütlenmenin, elinde çok sayıda kanıt/belge bulunan birinci dereceden tanığı. Sadece tanığı da değil, kendi deyimiyle bu davanın “sanığı” da olmaya hazır bir insan.
Fethullah Gülen örgütünden neden ve nasıl ayrıldığını da açıklayan N. Veren'in katıldığı bu programların bant çözümlerini bir kitap halinde getirdik. Ben de gerçekleştirdiğim programların metinlerini elden geçirerek düzenleyip, son bölüm için yazdığım değerlendirme ve analiz yazılarını da ekleyerek bu kitabı hazırladım.
Bu kitap, özelliği nedeniyle akademik bir araştırma değil, ve fakat bu yönde yapılacak bütün çalışmalar için kaynak oluşturacak bir eser niteliğindedir. Böyle düşünülmüş ve tasarlanmıştır. Dolayısıyla elinizdeki kitap, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve aydınlatılmasını amaçlayan; akademisyen ve entellektüellerden sokaktaki sıradan insana kadar geniş bir kesime hitap etmeyi hedefleyen bir gazetecilik çalışmasıdır.
Merdan YANARDAĞ
Not: Yukarıdaki yazı Merdan Yanardağ'ın kitap için yazdığı önsöz'den alınmıştır.