Çakırcalı Mehmet Efe

0 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Yazar
    Yazılar
    • #43874
      taner_karakaya
      Katılımcı

      İzmir Ödemişe bağlı Kaymakçı köyünde 1859 yılında doğdu.Varlıklı bir Yörük ailesine mensuptu.Babası , Osmanlının Yörüklere yerleşik hayata geçmeleri için Bozdağdan inerek Kaymakçı köyüne yerleşti ve bir ev yaptırdı.Çıkan bir kavgada Jandarma Çavuşu Hasan çavuş tarafından vuruldu.Çakırcalı Mehmet ailesinin başına geçti. Genç Mehmet henüz 19 yaşında iken komşularına sataşan Çerkezoğlu Hüseyini yaralayıp Bozdağa kaçtı.Jandarmalar da peşinden gitti ancak 20 gün takip ettilerse de yakalayamadılar.

      Babasını öldüren Jandarma Çavuşu Hasan ve Askerleri üç günlük takiple Mehmeti yakalayıp Ödemişe götürdü.Mahkeme Çakırcalı Mehmeti 3 yıla mahkum etti.Hasan Çavuş Mehmeti İzmir hapishanesine teslim ederken “Babanda elimden kurtulamamıştı “ deyip iki tokat atıp gardiyanlara teslim etti. İzmirde üç yıl hapis yatan Çakırcalının namı dalga dalga yayıldı.Hapisten çıkınca onu küçük zeybek diyerek karşıladılar.Kaymakçıya dönen Çakırcalı anasına “Ana ben hem babamın hem kendimin intikamını alacağım, mazlumlara yardım edeceğim.Varsıldan alıp yoksula vereceğim” diyerek helalaştı ve mavzerini kuşanıp dağa çıktı.Çaylı köyünden Çakan Mehmet ile kendi amcaoğlu Hacı Mustafa da kendisine katıldı.

      O günden sonra Çakırcalı Mehmet Efe köylünün umudu oldu,haksızlığa dur dedi,zalimin zulmüne karşı mazlumun hakkını aradı. Yine böyle bir günde Ödemişli Hacı Ahmet Ağaya haber gönderip 2.000 altın istedi.Hacı Ahmet Ağa parayı hazırladı ise de hükümet haber alıp göndertmedi. Ve bir tabur askerle peşine düştü.Bu sırada Hasan Çavuş Aydında görevli idi.Askerler takip ettikleri Çakırcalıyı yakalayamadılar.Hasan çavuş bir süre sonra Ödemişe döndü ve bir süvari bölüğü ile Çakırcalıyı takibe çıktı.

      Bunu duyan Çakırcalı Ödemişe inip Hacı Ahmet Ağayı evinden aldı Bozdağa çıkardı.Uzun süren takipten sonuç alamayan Jandarma çavuşu Hasan Çavuş 2.000 altını gönderip Ahmet ağayı geri almak zorunda kaldı. Takipler devam ederken Çakırcalı ile Hasan Çavuş Kaymakçı Köyü Mezarlığı yanındaki vadide karşılaştılar.Çakırcalı askerlere “ benim sizinle işim yok “ dediyse de Hasan Çavuş vur emri verdi.Çakırcalı usta nişancı idi.Uçan kuşu gözünden vurabilirdi. Hasan çavuşu meşhur martini ile avladı ve öldürdü. Askerleri de korkutup yaralayıp kaçtı.

      Ödemişteki korgeneral Tevfik paşa üç bölük askeri beş ay süre ile takibe gönderdi ise de yakalayamadılar.Her defasında Çakırcalı ve zeybekleri kuşatmayı yarıp kurtululuyorlardı. Bu sırada Çakırcalının eski arkadaşlarından Kamalı Mustafa zeybek ve Kara ali hükümete müracaat edip kendilerine para ve asker verilmesi halinde Çakırcalıyı yakalayabileceklerini söylerler. Hükümet Kamalıya 40 asker verir sila mühimmat ve para ile takviye eder.Takip başlar.Üç ay süren takip sonunda Çakırcalı Kamalıya haber salar.”haftaya Adagide (ovakent) köyüne ineceğim orada görüşelim “ der ve sözünü tutar.Ancak 300 asker Çakırcalıyı bağ evinde kuşatır. Çatışma sonunda Çakırcalı kuşatmayı yarar ve Kamalıyı vurmak ister ama vuramaz ve kaçar.

      Bunun üzerine hükümet 500 iri yapılı Arnavut askerini Çakırcalının üzerine salar.Onlar da birer birer yaralanıp geri dönerler.Çakırcalı hükümeti karşısına almamak için askerleri öldürmemekte sadece yaralayıp saf dışı etmektedir.Ancak uzun süren bu çatışmalar sonunda Çakırcalı Kayınbiraderi Çoban Mehmet ve birkaç kızanını kaybetti.Hükümet Çakırcalıya Ödemiş ve cıvarında asayişi sağlama görevi ve aylık 1.500 kuruş maaş teklif etti.Ama Çakırcalı kabul etmedi.

      Aradan altı ay geçti.İzmir Valisi Kamil Paşa oğlu Sait Paşa yı görüşmeler vapmak üzere Çakırcalı Mehmet Efeye gönderdi.Sait paşa Efeyi meşruiyet kazanması ve hükümetle işbirliği için düze inmeye ikna etti.Efe, 1909 yılında zeybekleri ile birlikte Kayaköydeki Hacı Ahmet Ağanın konağına yerleşti.Burada iki yıl kaldı. 1911 yılının ağustos ayında Saruhan Sancağı Rüstem Bey Jandarma genel Komutanından aldığı görev ile Çakırcalı ile görüşmek için askerleri ile Kayaköye geldi. Muhtarla haber yollayıp Çakırcalı ve zeybeklerini köy meydanına çağırttı.Bunun bir tuzak olabileceğini düşünen Çakırcalı Davete gitmedi ve kızanlarını alıp Bozdağa çıktı.Rüstem Beye haber gönderip kendisi ile Bozdağda görüşmek istedi.Binbaşı Rüstem Bey Efeyi takibe çıktı .Çıkan çatışmada on askeri ile şehit oldu.

      Ödemiş Kayaköy beldesinde restorasyona ihtiyaç duyan (yıkılma tehlikesi olan) Çakırcalı Konağı

      Bu olay üzerine Çerkez Malik ve Hamdi beyler komutalarındaki askerlerle Milas dağından kuşatmaya geçtiler.Üç gün süren çatışmada Çakırcalı Mehmet Efe vuruldu.Zeybeklerinden amcasıoğlu onun tanınmaması için elini yüzünü ve göğsünün derisini yüzmüşse de yakınları onu ayaklarından tanıyıp teşhis ettiler.

      Cesedi Milas dağından Nazilliye götürüldü ve gömüldü.1947 yılına kadar Nazillide kalan kabri yakınlarının isyeği üzerine Ödemişe nakledildi. Onun öldüğüne inanmayan mazlumlar yıllarca onu hikayelerinde yaşattılar .Türküler yaktılar, ağıtlar söylediler.

      Tam bir halk kahramanı olan Çakırcalı Mehmet Efe sadece Türkiyede değil yurt dışında da tanınmaktadır.Onun için araştırmalar ,doktora tezleri yapılmıştır.Hepsinin de vardığı ortak sonuç, onun bir eşkıya olmadığı , zulme uğrayan halkın sığındığı adaleti sağlayan , ama merkezi hükümetle çatışmamaya gayret gösteren bir yerel halk otoritesi olduğudur.

      Çakıcı Zeybek diye de anılan Efe daha çok Çakırcalı Mehmet diye tanınır.
      Yıllardan dillerden düşmeyen “ İzmirin Kavakları “ Türküsü onun için yakılmış bir zeybek havasıdır.(*)

      Kıpırdanmayın ülen yakarım’’ diyerek ilk vukuatını işledi.Çakırcalı’nın meşhur sözüdür.

      ‘’Cesareti korkunun koynunda görmüş,toprağa baş,yıldızlara düş sermişlerdenim.Ateşler yakarım,ateş böcekleriyle.’’

      Son Sözleri ‘’Beni yaslı şarkılarda söylemeyin….Ha şimdi ölmüşüm,ha şimdi doğmuşum…Bir tutam saç gibi dolanırsa boynuma urgan,bir nefeslik sehpaya sığar mı ömrüm…’’

      İzmirin Kavakları

      İzmirin Kavakları
      Dökülür yaprakları
      Bize de derler Çakıcı
      Yar fidan boylum
      Yıkarız konakları

      Servim senden uzun yok,
      Yaprağında düzün yok,
      Kamalı da Zeybek vurulmuş
      Yar fidan boylum
      Çakıcıya sözüm yok.

      Çakırcalı Türküsü

      Birginin kavaklar
      Dökülür yaprakları
      Çakırcalıyı sorarsan
      Yar fidan boylum
      Ürkütür konakları

      Kadifeden kesesi
      Kahveden gelir sesi
      Oturmuş kahve içer
      Yar fidan boylum
      Bozdağların Efesi

0 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.