Büyümek nasıl bir şey.
Boyunun uzamasından başka bir anlamı daha var.
Çocukluğumu düşündüğümde, hep yüzüm güler, en büyük sıkıntım yapılan yaramazlık sonucu annemden yediğim terlikler, ağlarsın yarım saat sonra geçer biter, yine gülersin. Şimdi bunları yazarken bile yüzümde tebessüm.
Çocukluğumdan hatırladığım en belirgin şey annemin sobanın üzerinde kızarttığı ekmek kokusu birde çizgi film izlemek için sabahın köründe işe gider gibi uyanıp kardeşimi uyandırmam.
Kalksana kızımmmm başladı, bak anlatmam valla sana sonra.
Aynı yatağın içine girip her sabah aynı çizgi filmi izlemek, bazen aynı bölümleri tekrar tekrar bıkmadan usanmadan sıkılmadan. Sonra annemin yanımıza gelip
‘’ siz yine mi kalktınız sabahın köründe derdiniz ne, kısın sunun sesini, bak geliyor şimdi babanız bi uyutmadınız adamı ‘’
‘’ anne valla ablam uyandırdı beni’’ anında satış.
Cocukluğu hatırlamak demek önce aileni hatırlamak demek, gülümseyebiliyorsan aileni hatırladığında, kırgınlık hissetmiyorsan gönlünde, onlarla her şeyi paylaştığını düşünüyorsan mutlu bir cocuktum diyebiliyorsan ne mutlu sana.
Sonra oyunlarım gelir aklıma,
Anneme
yaaa anne cok sıcak değil cıkayım dısarı ne olcak herkes sokakta
izni koparır koparmaz dışarı fırlamalarımı hatırlıyorum. Annemin inadını kırmış olmanın verdiği mutlulukla.
Yemek saatlerini hiç sevmezdim ozaman, oyunun tam ortasında,
hadi yemeğe,
ben yemiycem karnım tok,
hadi diyorum yemeğe,
hızlı hızlı yenen yemek,
sokak kacıyor dimi kızım diyen annem
yooo sokak orda ama ya oyun biterse,
Bir oyun biter diğeri başlar oysa olsun hepsinde olmak lazım
Ve ateş böcekleri, en cok onları severdim ben, hava kararınca her yer ateş böceği, koş peşinden yakalamaya çalış, o kadar güzeller ki korkmadığın tek böcek o, sence onlar böcek değil zaten, süs, oyuncak, korkulmaz ateş böceklerinden, keşke sinekler gibi eve girseler onlarda, ama hiç gelmiyorlar.
Bide ay takip eder seni,
sanki annen, annenin gözleri hep üzerinde,
oraya gitmeyin
uzaklaşmayın gözümün önünden,
in duvarın üstünden yine düşeceksin,
dizlerinin yarası kapanmadı hala,
kardeşin nerde, ayrılmayın demiyormuyum ben size
ay annemin ajanı sanki, annem gibi hep peşimizde,
ikisinide atlatamıyoruz
sanki anneme şikayet edecek bizi
Ve ergenlik….
Değişiyorsun
Hersey değişiyor,
Vücudun senin değil sanki,
Annene babana hep kızgınsın
Seni hiç anlamıyorlar, kimse seni anlamıyor
Bir başınasın koca dünyada,
Neden sana izin vermiyorlar, neden arkadaşlarınla bir yere gitmek istediğinde kavga etmek zorunda kalıyorsun,
Neden attığın her adımı izliyorlar, neden seni artık eleştiriyorlar,
Neden her şey kötü, neden mutsuzsun, neden derslerine çalışmıyorsun, niye kimseyle konuşmuyorsun,
Allahım neden bana bu kadar cok soru soruyorlar,
Hala içinden sokağa çıkıp 9 taş oynamak geliyor da gidip oynamıyorsun,
Onlar cocuk sen artık büyüdün, ne işin olur coluk cocukla senin,
Ne cocuksun ne büyük
Sadece bir değişim,
Yavaş mı ?
Çok yavaş,
Bitmiyor o günler,
Bir an önce büyüme hevesi, ama aklın saklambaçta
Ateş böceklerini görüyorsun da peşinden koşamıyorsun artık,
Sonra
Bir anda yalnız kalıyorsun
Başka bir şehir yeni insanlar
Annen baban yok, kardeşlerin yok
Seni bırakıyorlar öğrenci yurdunun kapısına,
Tek hissettiğin korku,
Hiç ayrı kalmadınki onlardan,
Ne yapacaksın şimdi bir başına
Dönüp bakamıyorsun bile arkana,
Hadi götürelim deseler seni kalma burada,
Koşa koşa gideceksin yanlarına,
Hani çok istiyordun, ayrı bir şehirde yalnız kalmayı,
O kadar da kolay değilmiş galiba,
Odaya girip atıyorsun kendını yatağa,
Tanımadığın insanlar gelip
Ağlama diyorlar sana,
Bir kız geliyor yanına ufak tefek, ağlama ne olur, çaresizliği etkiliyor seni
Neden bu kadar korkak bakıyor gözleri, neden beni hemen bastı bağrına, artık kardeşin o,
Dostluğu öğreniyorsun, ekmeğini bir yabancıyla paylaşmayı, bir yabancının omzunda ağlamayı, bir yabancının sana hayatını sunmasını, sende hayatını anlatmaya başlıyorsun, hayallerini, korkularını, acılarını, üzüntülerini sevinçlerini paylaşmayı öğreniyorsun,
Evet yavaş yavaş büyüyorsun,
Okul bitiyor tekrar dönüyorsun ailene, yeniden alışmakta zorlanıyorsun, okul biter bitmez iş bulmayı umut ederken, kimse sana gvenmiyor, deneyimsizsin yapamasın, biz seni ararız.
Hayatının en berbat dönemleri, sanki döndüğün yer evin değil, okula dönmek istiyorsun, arkadaşlarına gitmek istiyorsun, alıştın onlarla yaşamaya, hepsi ayrı bir şehirde, mektuplar, telefonlaşmalar.
Onlardan asla kopamayacığını anlıyorsun, onalar hep olacaklar, belki uzakta olacaklar ama hep olacaklar, alışmaya başlıyorsun yeniden evine, iş buluyorsun sonra,
Her şey tıkırında,
Ergenlik dönemi bitmiş, artık inanıyorlar sana, arkadaşlarınla gitmen sorun olmuyor, istediğin gibi gezebiliyorsun,
Para kazanmanın zor olduğunu anlıyorsun sonra,
Sonra bir adam giriyor hayatına,
Yeni bir değişim daha,
Artık sacın basın derli toplu, giyim kuşam değişiyor, kendini fark etmeye başlıyorsun,
Aşık oluyorsun,
Aşk başka bişey, yaşadığın hiç bişeye benzemiyor,
Herkesi sevdin şimdiye kadar,
Anneni babanı kardeşlerini arkadaşlarını
Ama bu başka bir şey onları sevmek gibi değil,
Vakit onun yanında hızlı geçiyor, zaman yetmiyor,
Onun sevdiklerini sevmeye başlıyorsun zamanla, onun sana söylediği türküleri dinlemek istiyorsun, onun sana bahsettiği kitapları okumak, onun sana anlattığı kişileri tanımak istiyorsun,
Kavgalar ediyorsun, hiç kimseyle etmediğin kavgalar, bazen şaşırıyorsun kendine bu ben miyim diye,
Hayatlar iç içe geçmeye başladıkça, çatlak sesler çıkıyor, kavgalar ediyorsun avaz avaz,
Ailenden başka bir evde başka bir adamla yaşama vakti yaklaştıkça, büyüyorsun, daha da iyi anlıyorsun anne babanı daha çok seviyorsun,
Hayatın hep bir şeyleri anlamaya çalışarak geçiyor,
Zaman zaman içinden o cocuk cıkıp ben buradayım diyor, boşver anlamak için çabalama, zamanla anlayacaksın her şeyi, hiç bir şeyi zorlamanın anlamı yok, bütün taşlar zamanla, oturacak yerlerine, çocuk kal biraz, terlik canınımı yaktı, biliyorsunki geçecek birazdan ve yine terliğin sahibine sarılacaksın gidip. Ağlamak istiyorsan ağla, ama sonra silip yaşlarını gülümse hayata,
Beni hala hatırlıyorsun, hala güldürüyorum senin yüzünü, canın her sıkıldığında beni hatırla,
Geçen akşam eve dönerken gördüm ateş böceklerini böğürtlenlerin arasında, uzun zaman sonra, hiç dikkat etmemişim galiba, o yolu defalarca yürüdüm daha önce, o kadar güzeldilerki, ama yakalamak istemedim bu defa, sadece izlemek istedim, yanıp sönmelerini , büyük bir mutlulukla…