Bir kac secmece fıkra

20 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Yazar
    Yazılar
    • #43310
      soner
      Katılımcı

      Adam ve kadın barda karşılaşırlar.
      Aradaki sıcak etkileşim sonucu soluğu kadının evinde alırlar.
      Ateşli bir aşktan sonra adam yatağın yanında duran fotoğrafı
      görür. Bu arada adamın kulağı ile meşgul olan kadına Hey
      baksana bu adam senin kocan mı?” diye sorar.
      Kadın “I- ıh ” diye cevap verir kısaca ve adam ile uğraşmaya
      eder. Ama adamın kafasına takılmıştır bir kere.
      Peki erkek arkadaşın mı?” diye sorar.
      Kadın yine kısaca “yo” diye cevap verir.
      Adamın merakı iyice artmıştır.
      ” O zaman baban yada erkek kardeşin olmalı” der.
      Kadın gülümseyerek
      “Hayır hayır değil” der.
      Adam dayanamaz ve “Allah aşkına söyle o zaman kim bu adam” der.
      Kadın kafasını adama çevirir gözlerinin içine bakar ve
      gülümser:
      “2 yıl önceki fotoğrafım” .

    • #47540
      soner
      Katılımcı

      PAPAZ

      Bir gün bi adam papaza günah cikarmaya gitmis.
      Günah cikarma hücresine girmis bunlar. Adam:
      – Ben cok büyük bi günah isledim demis. Papaz:
      – Söyle yavrum tanri seni affeder demis. Adam:
      – Ben kiz arkadasimin arkadasiyla evde yalniz kalinaca birlikte oldum demis. Papaz:
      – tanri seni affedecektir demis. Adam:
      – ben kiz arkadasimin teyzesi ile evde yalniz kalinca birlikte oldum demis. Papaz:
      – tanri seni affeder evlat demis. Adam:
      – ben kiz arkadasimin is arkadisiyla evde yalniz kalinca birlikte oldum demis. papazdan ses gelmemis. Adam cikmis bakmis kiliseye papazi piyanonun altinda bulmus. Noldu papaz demis. Papaz da:
      – Bi anda kilisede ikimizden baska kimsenin bulunmadigini farkettim de

    • #47541
      soner
      Katılımcı

      Yasal ve Mantikli

      Üniversite son sinif ögrencisi yazili sinavindan kalinca dogru
      hocasina gider:

      “Siz sinifta birakarak hayata atilmami önlüyor ve beni
      cezalandiriyorsunuz. Isin bu yanini hiç düsündünüz mü?”
      “Tabii düsündüm. Hocanin görevi bilgiyi ölçmek, yeterli olmayani
      sinifta birakmak degil mi?”
      “Iyi. O zaman size bir teklifim var. Bir soru da ben size
      soracagim.
      Dogru cevabi verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sinifta
      kalacagim.
      Bilemezseniz, notumu düzeltecek ve sinifi geçirteceksiniz.”

      Hocanin keyfi yerinde. Teklifi kabul eder ve ögrenci sorar:
      “Yasal olup, mantikli olmayan nedir? Mantikli olup, yasal olmayan
      nedir? Ve de ne mantikli ne de yasal olmayan nedir?”
      Hoca uzun uzun düsünür ama cevabi bulamaz. Iddia geregi ögrencisine iyi
      not vererek sinifi geçirir. Ama akli da soruda kalir. Sonunda sinifin en
      iyi ögrencisini çagirir, olayi anlatir ve sorunun yanitini bilip
      bilmedigini sorar. Ögrenci hemen cevap verir:
      “Siz 65 yasindasiniz ve 23 yasinda bir kadinla evlisiniz. Bu yasal ama
      mantikli degil. Karinizin 25 yasinda bir sevgilisi var. Bu mantikli
      ama yasal degil. Siz karinizin sevgilisini, zayif alip sinifta kalmasi
      gerekirken iyi not verip mezun ediyorsunuz. Bu ise ne mantikli, ne de yasal.”

    • #47542
      soner
      Katılımcı

      Biyoloji sınavı

      Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
      Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, “Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak”
      Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
      Hoca arkasından seslenmiş “Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?”
      Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış” Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu”

    • #47543
      soner
      Katılımcı

      kadınları anlamak

      adamın biri yolda giderken alaaddin in lambasını bulmuş
      lambayı okşamış ve içinden cin çıkmış
      dile benden ne dilersen demiş
      adam da
      ben kıbrısı çok merak ediyorum
      ama ne uçağa ne de gemiye binebiliyorum
      bana oraya köprü yapsana demiş
      cin de
      kardeşim senin işin gücün yokmu
      şimdi yol yapmak için oraya bir sürü asfalt iş makineleri demir
      çelik halat falan lazım onunla kim uğraşacak
      sen başka bir şey iste demiş
      adam da
      o zaman bana kadınları nasıl anlayacağımı söyle demiş
      cin adama ters ters bakmış ve demişki
      senin şu yol kaç şeritli olsun

    • #47544
      soner
      Katılımcı

      Ünlü dis hekimi Sam ve esi 50. evlilik yildönümlerni kutluyorlardi.
      Sam birden esine bir soru sordu: – “Sevgilim, bu elli yil içinde beni hiç
      aldattin mi?”
      – “O da nerden çikti?” diye sinirlendi esi, “cevabi ögrenmek istemezsin
      herhalde” dedi.
      “Isterim” dedi Sam. “Lütfen anlat.”
      – “Madem ögrenmek istiyorsun, evet, seni üç kez aldattim” diye cevap verdi
      esi.
      “Kimlerdi bunlar?” diye sordu Sam. “Ilki” diye anlatmaya baslady esi
      “hani sen 30 yasindaydin ve kendi klinigni kurmak istiyordun da hiçbir banka
      sana kredi açmiyordu. Sonra bir banka müdürü eve geldi; hiçbir sey sormadan
      tüm kagitlari imzaladi ve sen en modern aletlerle klinigini açabildin…”
      – “Canim benim. Benim için kendini feda ettin demek. Benim sevgili
      karicigim” dedi Sam.
      “Peki ikincisi?” – “Hani 50 yasinda kalp krizi geçirmistin ya, kritik bir
      by-pass ameliyati olman gerekiyordu, hiçbir doktor o cesareti
      gösteremiyordu. Her an ölebilirdin. Dr. Halery onca yoldan kalkti geldi,
      ameliyatini yapti. Sen hayata döndün” dedi esi.
      – “Ah benim sevgili karim. Hayatimi kurtarmak için kendini bir kez daha feda
      ettin, öyle mi?
      Peki üçüncü aldattigin?
      ” – “Hatirliyor musun, yillar önce dis hekimleri odasi baskani olmak
      istemistin de 247 oy eksikti…

    • #47545
      soner
      Katılımcı

      Bir gün bir baba oğlunu dua ederken duyar. “Allahım sen annemi, babamı,
      ablamı, ninemi ve beni koru” diye. Adam çocuğun dedesini unuttuğunu düşünür
      ama çocuğa bunu söylemez. Ertesi gün dedeyi araba ezer ve dede ölür. Bir kaç
      gün sonra baba yine duyar “Allahım sen annemi, babamı, ablamı ve beni koru”
      diye. Bu sefer nineyi unutur ve ertesi gün nine merdivenlerden düşer boynu
      kırılarak ölür. Bir kaç gün sonra çocuk yine dua eder “Alla hım sen annemi,
      ablamı ve beni koru” diye. Baba kendisinin unutulduğunu fark eder ve ertesi
      gün başına bir şey gelmemesi için her adımını çok dikkatli atar. Aksam eve
      gelince karısına sorar
      – “Hanım bugün ben işteyken neler oldu?” diye.
      – Karısı “Bizde bir şey olmadı ama postacı öldü!!!”

    • #47546
      soner
      Katılımcı

      Kadının 3 sevgilisi varmış, her gün kocası evden
      gidince 3 adam eve gelirmiş.
      Kadın yine böyle bir günün sonunda adamlardan birisine
      demiş ki

      – “Sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir”;

      diğerine
      – “Sen de bir büyük kap ayran getir.” demiş.

      Diğer adam çok fakir olduğu için ona
      – “Sen de…Boş ver, sen hiç bir şey getirme” demiş.
      Ertesi gün gelmiş fakat kadın bugünün günlerden
      Pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış.

      -“Eyvaah” diyerek kocasının yanına gitmiş.
      – “Sen bugün kahveye filan gitmeyecek misin? Ben
      evde temizlik yapacağım” deyip kocasını zar zor da olsa evden yollamış.

      Kocası gittiği gibi 3 adam da eve gelmiş.
      Kadın demiş ki
      – “Siz hemen gidin. Kocam buralarda!”
      Tam bunu söylerken zil çalmış.
      Kadın – “Eyvah” demiş, “geldi galiba!”
      Adamları sağa sola saklamış ve kapıya bakmaya gitmiş.
      Kocasını karşısında görünce “Ne oldu?” diye sormuş.
      Adam da – “Yahu karnım çok acıktı. Bana dolma
      yapsana, canım çok istedi” demiş.

      Kadın “Allah'ım bir tepsi dolma olsa da yesek!”
      demiş.
      Elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş.

      Kadının kocası şaşırmış.

      “Sen kimsin yahu?!” diye sormuş.
      Adam sakin bir şekilde “Ben Allah tarafından
      geliyorum.

      Karınız dolma istedi” demiş. Ve hemen çıkıp gitmiş
      kadının kocası olayın
      şokunu atlatamadan.

      “Yaa tamam da..” demiş bu sefer koca,
      “Bu ayransız gitmez. Sen bari bir ayran yap”
      Kadın büyük bir sevinçle
      “Allah'ım bir damacana ayran olsa da içsek” demiş.
      Ayranı getiren adam çıkıp gelmiş.
      Kocası tabii çok şaşırmış.
      “Sen de kimsin?” demiş.
      Adam da diğeri gibi “Ben Allah tarafından
      gönderildim.

      Karınız ayran istedi” diyerek çıkmış gitmiş.

      Kocası hayretler içinde, kendi kendine “Bizim karı
      ermiş mi
      oldu ki?” diye söylenmiş.
      Kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3.adam hâlâ
      saklanıyormuş. 1 saat geçmiş, 2 saat geçmiş. 3
      saat derken,

      adam dayanamayıp çıkmış yerinden.
      Kadının kocası bağırmış “Ulan sen de kimsin?!!”
      Adamın ağzından sakin sakin laflar dökülmüş:
      “Ben Allah tarafından gönderildim. Boşları alacağım!”

    • #47547
      soner
      Katılımcı

      Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana
      >>>düşer…
      >>> >>>>Bir süre yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalır,
      >>>bir ağacın
      >>> >>>>
      >>> >>>>altına oturup, şapkalarla dolu sepetini de yere koyar ve
      >>>uykuya dalar…
      >>>
      >>> >>>>Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanır.
      >>> >>>>
      >>> >>>>Kafasını sepete çevirdiğinde sepetin bomboş olduğunu görür !
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>Bir de kafasını kaldırıp ağaca bakar ki, ağacın dallarında
      >>>bir sürü
      >>> >>>>
      >>> >>>>maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları…
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>Adam düşünmeye başlar :
      >>> >>>>
      >>> >>>>- “Ben şimdi napıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl
      >>>alıcam…?”..
      >>> >>>>
      >>> >>>>Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken yukarı baktığında
      >>>maymunların
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>kendisini taklit ettiğini, kafalarını kaşıdığını görür…
      >>> >>>>
      >>> >>>>Adam ellerini havaya kaldırır , maymunlar da aynısını yapar.
      >>> >>>>
      >>>
      >>> >>>>Derken adam napıcağını bulur.
      >>> >>>>
      >>> >>>>Kendi başındaki şapkasını çıkartıp yere atar,
      >>> >>>>
      >>> >>>>tabi maymunlar da kafalarındaki şapkaları hemen yere atarlar.
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>Adam böylece bütün şapkaları toplayıp sepetine koyar…
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>Aradan uzun yıllar geçer…
      >>> >>>>
      >>>
      >>> >>>>Şapkacı adamın yaşlanmasından dolayı şapka işlerine torunu
      >>>bakmaktadır,
      >>> >>>>
      >>> >>>>o da dedesi gibi şapka satıcısı olmuş hayatından mutludur…
      >>> >>>>
      >>> >>>>FAKAT
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşer…
      >>> >>>>
      >>> >>>>Hava yine çok sıcaktır ve genç adam bir ağacın altına oturur,
      >>>şapkalarla
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>dolu sepetini yanına koyar ve uykuya dalar…
      >>> >>>>
      >>> >>>>Bir saat sonra uyandığında sepetin içinde şapkalar olmadığını
      >>>fark eder
      >>> >>>>!
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>Derken tuhaf sesler duyduğundan kafasını yukarı kaldırır,
      >>>gördüğü
      >>> >>>>manzara
      >>> >>>>
      >>> >>>>karşısında tüyleri diken diken olur
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>”ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin kafasında birer
      >>>şapka…”
      >>> >>>>
      >>> >>>>Adam düşünür:
      >>> >>>>
      >>> >>>>- “Dedem yıllar once bana bir hikaye anlatmıştı, ne
      >>>yapacağımı çok iyi
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>biliyorum…” der.
      >>> >>>>
      >>> >>>>Şapkacı torun kafasını kaşımaya başlar, maymunlar da aynısını
      >>>yapar…
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>>
      >>> >>>>Adam ellerini havaya kaldırır, maymunlar da ellerini
      >>>kaldırır…
      >>> >>>>
      >>> >>>>Ve adam gülümseyerek kendi başındaki şapkayı çıkarıp yere
      >>>fırlatır.
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>O anda maymunlardan biri ağaçtan iner ,
      >>> >>>>
      >>> >>>>adamın yere attığı şapkayı kapar, adama da bir tokat atar !
      >>> >>>>
      >>> >>>>
      >>>
      >>> >>>>
      >>> >>>>- “Sadece senin mi deden var …….

    • #47548
      soner
      Katılımcı

      Yanlış ada

      Delikanlı olgunca bir arkadaşına yalvarıyor – abi nolursun zamparalık nasıl yapılır bana da öğret. Bak oğlum diyor diğeri. Akşam en son kalkan ada vapuruna bineceksin, heybeliada da ineceksin, orada eşini bekleyen birçok kadın görürsün, kocası gelenler birlikte giderler, kocası vapurdan çıkmayan birini gözüne kestirir beraber yemeğe gitmeyi teklif edersin. Eh ondan sonrası sana kalmış.
      Delikanlı o gün son ada vapuruna binmiş vapurdaki sallantıdan uyuya kalmış, birde gözlerini açmış ki heybeliadayı geçip büyükadaya gelmişler. Olsun ada değilmi birşey farketmez deyip vapurdan inmiş. Gerçekten birkaç kadının kocası gelmemiş. bizimki yaradana sığınıp birine yemeğe beraber çıkmalarını teklif etmiş. Kadın da
      -Burası küçük bir yerdir herkes birbirini tanır buyüzden evime gidelim demiş. Bunlar yemekten sonra gerekli işleme başlamışlar on dakika sonra kapı paldır küldür açılmış ve kadının kocası girmiş.
      – Karıcım geç kalınca bir motor tuttum geldim ve ben gelmeyince bana yapacağın bumuydu.
      Bu arada bizimkine dönmüş
      – Ulan sana Heybeliada dedik, hergele, Büyükada değil.

    • #47549
      soner
      Katılımcı

      Bir adamla karısı hayvanat bahçesini gezerken çiftlik hayvanlarının bulunduğu bölüme gelmişler ve bir çitin önünde durmuşlar. Çitin üstündeyse “Bu boğa geçen sene tam 50 kez çiftleşti.” yazıyormuş. Kadın bunu okuduktan sonra kocasına dönerek “Bu boğadan öğrenecek şeylerin olmalı” demiş. Adamın siniri bozulmuş ama ses çıkarmamış. Bir başka çite gelmişler ve “Bu boğa geçen sene 100 kez çiftleşti!”. Kadın kocasına dönerek “Deminkini boşver asıl bunu örnek almalısın kendine” demiş. Adam yine sesini çıkarmamış. Bir sonraki çitte ise “Bu boğa geçen sene tam 365 kere çiftleşti !!!”. Kadın kocasına dönerek “Çüşş!!! Bir yıl boyunca hergün çiftleşmiş. Asıl bu boğayı kendine idol olarak seçmelisin!” demiş. Adam artık dayanamamış ve “Peki karıcım ama bi sor bakalım, arkadaş hep aynı inekle mi çiftleşmiş?”

    • #47550
      soner
      Katılımcı

      Bir gün, CIA, KGB ve MİT teşkilatlarından hangisinin daha başarılı olduğunu tespit etmek için bir “istihbarat yarışması” düzenlenmiş.Bu yarışma uyarınca, her üç teşkilatın en iyi adamlarından oluşan 10'ar kişilik bir grubu Kongo'nun balta girmemiş ormanlarına göndermişler. Ormanın girişinde görevlerini açıklamışlar:
      “Ormana girip, en kısa sürede bir zürafa bulup getiren kazanır!”
      Önce KGB'liler gitmiş. 15 dakika sonra bir zürafa ile çıkagelmişler.
      Sonra CIA gitmiş. 10 dakika sonra zürafa ile gelmişler.
      En sonunda bizim MIT gitmiş, 7 dakika sonra bir fille dönmüşler.
      Yarışmayı düzenleyenler “Bu ne yaa!” diye sorunca fil atılmış,
      “Abi valla ben zürafayım” demiş

    • #47551
      soner
      Katılımcı

      Genc ve guzel sarisin, alisveris merkezinin beyaz esya reyonuna girer ve saticiya sorar:

      – “Su kucuk televizyonu almayi dusunuyorum, fiyati nedir ?”
      – “Kusura bakmayin hanimefendi sarisinlara satis yapmiyoruz.!”

      Genc kadin sinirlenir, evine gider, sacinin rengini degistirir ve ertesi gun magazaya geri gelir, ayni saticiya yaklasir ve:

      – “Su kucuk televizyonu satin almak istiyorum.” der
      – “Kusura bakmayin hanimefendi sarisinlara satis yapmiyoruz !!!!”

      Kadin iyice sinirlenmistir, solugu bir kuaforde alir, bu defa koklu bir degisiklik yapar, hatta makyajindan,goz rengine o tam bir esmer bombadir artik.. Ayni magazaya gider, ayni saticinin yanidadir ertesi gun:

      – “Su kucuk sevimli beyaz renlki televizyon ne kadar ???”
      – “Kusura bakmayin hanimefendi, sarisinlara satis yapmiyoruz”
      – “Inanmiyorum, nasil anladiniz sarisin oldugumu, uc gundur kendimi esmere cevirmek icin yapmadigim kalmadi!”

      – “Hanimefendi 3 gundur satinalmaya calistiginiz sey Mikrodalga firin

    • #47552
      soner
      Katılımcı

      Mustafa Abi
      Bir gün köy ahalisi köy kahvesinde bir yandan haberleri izliyorlar mis biryandan da pispirik çeviriyorlarmis. Içlerinden biri (Mustafa Abi) televizyonda Ecevit'i görmüs ve demis:
      – Ulan, basbakan oldu yüzümüze bakmiyo. Eskiden böylemiydi bea! Etrafimda dolanirdi! Hey bee, zaman ne çabuk geçiyor… Tabii kahvedekiler merakla sormuslar:
      – Mustafa Abi? Sen nereden taniyorsun Basbakani yahu?
      Mustafa Abi istifini bozmadan cevap vermis;
      “-Ulan üniversite yillarinda abilik ettim ona! Az ekmegimi yemedi!! Gel gör ki simdi bizi unutmus baksana!”
      Kahvedeki ahali inanmams tabii ki. Mustafa Abi'de inandiirmak için demis ki:
      – Gelin ulan! Meclisin önüne gidiyoruz. Çikista yakalayacagiz Ecevit'i. O zaman anlarsiniz yalan mi degil mi??
      Hepbirlikte T.B.M.M.'nin önüne giderler ve çikista Ecevit'i yakalarlar. Ecevit hemen Mustafa Abi'nin elini öpmeye kalkisir ve der ki:
      – Abim, Mustafa abim; kusura bakma basbakanlik bir dakika bos birakilmiyor ki! Kusuruma bakma abi.
      Mustafa abi kahve ahalisine söyle bir bakar ve ahalinin acayip sekilde etkilendigini görür. Baska birgün gene kahvede ahali ile TV seyreden Mustafa Abi TV'de Süleyman Demirel'i görür ve der:
      – Bu da öyle. Cumhurbaskani olunca kendini birsey zannetti. Hayirsiz çikti bu da!!
      – Hadi canim. Ecevit'i belki sans eseri taniyorsun ama buna inanmiyoruz!!, der.
      Mustafa Abi hemen ahaliyi toplar ve Çankaya'ya gider. Mustafa Abi'yi gören Demirel hemen Ecevit gibi Mustafa Abi'nin ellerine sarilir ve öpmeye kalkisir. Mustafa Abi buna izin vermez tabi. Demirel ekler:
      – Abi Vallahi billahi kusura bakma. Uzun yillardir göremiyordum seni. Tamda seni ziyarete gelecektim der.
      Mustafa Abi tekrar ahaliye dönerek bir bakis atar ki artik ahalinin gözünde peygamber kadar yükselmistir.
      Yine birgün kahvede tv izlerken bu sefer tv ye Clinton çikar. Mustafa Abi söze baslar ve der ki:
      – Ulan ne çabuk unuttun o sefalet dolu günleri? Tabi zengin oldun, Amerika'ninda basina geçince unuttun bizi.. Hayirsiz herif!!
      Ahali bu kadarininda fazla oldugunu söyler ve digerlerinin belki bir sans eseri olabilecegine ama Clinton'u tanimasinin imkansiz olduguna imece usülü karar verirler.
      Mustafa Abi'nin tabii ki kafasi atar ve bazi köylüleri alarak Beyaz Saray'a giderler. Kapidaki görevliye Clinton ile görüsmek istediklerini söylerler.. Görevlide sadece bir kisinin girebilecegini söyler. Köylüler düsünürler ve sadece Mustafa Abi'nin Clinton'u tanidigini söyleyerek Mustafa Abi'nin gitmesini isterler.
      Güvenlik Mustafa Abi'yi iyice arayarak içeri sokar. Saatler geçer ama kapidan kimse çikmaz. Köylüler sikilir. Penceredende bakma olanaklari olamadigi için ordan geçen uzun boylu birine sorma karari alirlar. Sans eseri orada o anda Michael JORDAN geçmektedir. Ingilizce bilen bir köylü Michael Jordan'a döner ve der ki:
      – Ya Jordan Abi. Senin boyun uzun. Camdan içeri bakip neler oluyo, kaç kisi var bi baksana… Jordan camdan bakar ve cevap verir:
      – Vallahi ne oldugunu bilmiyorum. Içerde 6 kisi var. Biri Mustafa Abi, digerlerini tanimiyorum.

    • #47553
      ERTEKİN
      Katılımcı

      Tur otobüsü şöförünün omzuna dokunulunca adam hafifçe başını çevirmiş,
      bir bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın durmakta..
      Teþekkür ederek almış bademleri ve yemiş..
      15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şöförün omuzuna dokunup bir avuç daha
      badem vermiş ve bu ikramý 5 kere daha yapınca
      “Zahmet ediyorsunuz efendim..” demiş saygılı şöför, ” Hep bana yedirdiniz..
      Biraz da kendiniz yesenize..”
      Çiğniyemiyorum evladım..” demiş yaşlı kadın, “Dişlerim yok..”

      “Niye satın alıyorsunuz o zaman?..” “

      Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!..”

    • #47554
      ERTEKİN
      Katılımcı

      pazarlama ve mesaj

      Coca Colanin pazarlama temsilcilerinden biri, Arabistandaki görevinden hayal
      kirikligi ile dönmüs ve niye basarili olamadigini arkadaslarina anlatmis:
      -Beni Arabistana ilk gönderdiklerinde iki sorun vardi. Arapça
      bilmiyordum.Halkta da okuma-yazma öyle iyi degildi. Bu yüzden, onlara vermek
      istedigim mesaji yan yana üç resim halinde düzenledim Birinci resimde bir
      arap…Çölde kumlarin üzerinde sürünüyor, susuzluktan kavrulmus, ölmek
      üzere.
      Ikinci resimde, arap, kumlarin arasinda buldugu Coca Colayi içiyor.
      Üçüncüde adam dipdiri, ayakta, canli ve neseli…
      -Eee, harika fikir.Anlamadilar mi?
      -Anladilar anladilar ama…Sorun da bu.Araplar sagdan sola okurlarmis
      meger!..

    • #47555
      ERTEKİN
      Katılımcı

      Timur, her nedense bi gün Nasrettin Hoca’ya çok kızdığından, adamlarına,

      – Yatırın Hoca, ayaklarına binbeşyüz sopa vurun, demiş.

      Hoca gülmeye başlayınca,

      – Neden gülersin, diye sormuş Timur.

      Hoca,

      – Efendim, demiş, siz ya hiç sopa yemediniz, ya sayı saymasını bilmiyorsunuz.

       

    • #47556
      ERTEKİN
      Katılımcı

      Sevgili Karıma

      Adamin biri yeni ulastigi otele kaydini yaptirir.
      Odasina girdiginde masada bir bilgisayar gorur ve karisina e-mail
      atmaya karar verir.
      Fakat yazdigi mesaji farkinda olmadan yanlis bir adrese
      gonderir….
      Tam bu sirada farkli bir yerde kadin, kocasinin cenaze toreninden
      evine yeni donmustur ve bilgisayarindaki maili
      gorur, arkadaslarindan geldigini dusundugu maili okuyunca
      oldugu yere yigilip kalir.
      Odaya giren annesi yerde yatan kizini ve ekrandaki mesaji gorur.
      Kime : Sevgili karima
      Konu : Yeni ulastim.
      Tarih : 16 Mayis 2004
      Benden haber aldigina sasiracagindan eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize
      e-mail gonderebiliyoruz. Buraya yeni ulastim ve kaydimi yaptirdim. Her sey yarin senin buraya gelecegin dusunulerek hazirlanmis. Seninle bulusmayi dort gozle bekliyorum. Umarim benim gibi sorunsuz bir yolculuk gecirirsin.
      Not : Burasi cok sicak

    • #47557
      fatoş
      Katılımcı

      :D

    • #47558
      berilikız_gizem
      Katılımcı

      :D :D :D

    • #47559
      ERTEKİN
      Katılımcı

      Papa

      Papa, son günlerde testislerindeki dayanilmaz sancilardan dolayi perisan durumdaymis. Bunun üzerine kardinaller ne yapacaklarina karar verebilmek için olaganüstü durum toplantisinda bir araya gelmisler. Toplantida, sehrin en saygin doktorunun gizlice getirilmesine ve Papa'  nin muayene ettirilmesine karar verilmis. Ertesi gün Doktor gelmis ve bir saatlik bir incelemeden sonra merak ve
      endise içerisinde beklemekte olan kardinallerin yanina giderek:
      -“Teshisime göre maalesef, Papa milyonda bir rastlanan bir hastaliga tutulmus.” demis. Kardinaller endiseyle: -“Peki doktor bunun bir çaresi yok mu?” diye sormuslar.
      Doktor:
      -“Papa' nin üç gün boyunca araliksiz seks yapmasi gerekiyor” demis.
      Bunu duyan kardinaller saskinlik içinde:
      -“Tek çare bu mudur doktor ?” diye tekrar sormuslar.
      -“Maalesef tek çare bu ” diye cevaplamis doktor.
      Kardinalleri bir düsünce almis. Bu durumu Papa' ya nasil izah edeceklerini düsünmeye baslamislar. Sonunda en kidemli kardinali,  gerekli açiklamayi yapmak üzere sözcü olarak görevlendirmisler ve hep beraber> Papa' nin yatak odasina girmisler. Kidemli kardinal durumu Papa' ya açiklayinca, uzun bir sessizlik yasanmis. Neden sonra Papa:
      -“Tanri günahlarimizi affetsin.” demis ve söyle devam etmis:
      -“Bu durumu, ancak dört sart yerine gelirse kabul ederim, aksi halde
      Tanri'ma kavusmak tercihim olacaktir” demis. Kidemli kardinal merakla
      sormus:
      -“Dört sartiniz nedir efendim?”
      -“Birinci sartim” demis Papa,
      -“Beraber olacagim kadin kör olmali ki,kiminle yattigini görmesin”
      -“Ikinci sartim, sagir olmaliki, seslerden nerede oldugunu anlamasin”
      -“üçüncü sartim, dilsiz olmaliki, hiç bir yerde bir sey konusamasin”
      Kisa bir sessizlikten sonra Kidemli Kardinal sormus: “Dördüncü  sartiniz nedir hazretlim ?” Papa, kardinallere dönüp cevap vermis:
      -“Büyük gögüsleri olsun!”

20 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.