ACARKENT VE BEYKOZ KONAKLARI

12 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Yazar
    Yazılar
    • #43857
      inanç şinel
      Katılımcı

      Devlet adam ayırmaz, ayırmamalı
      02.12.2006 / Yiğit Bulut / Yorum     

      Kamuoyunda dikkatler Acaristanbul'a çevrildi. Ancak aynı bölgede Tepe İnşaat'ın Beykoz Konakları projesi de var. Türkiye bir hukuk devleti ise Acar İnşaat'ta olduğu gibi bu projenin de üzerine gidilmeli.

      Son günlerde Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin Beykoz Ormanları ile ilgili çıkışlarını ve kamuoyunda oluşan tepkiyi hep birlikte izliyoruz. Detaylar ortaya çıktıkça insan söylemeden edemiyor; bütün bunlar olurken devletin gücünü kullanıp, olanları engellemesi gerekenler bugüne kadar neredeydiler?

      Değerli dostlar, konunun üzerine gidilmesine sonuna kadar taraftarım ve özellikle yaptığım TV programlarında elimden geldiğince detayları unutturmamaya çalışıyorum. Bunu yaparken yalnız aklım bir konuya takılıyor ve özellikle şu soruyu sormadan edemiyorum: Aynı bölgede aynı kanunsuzluk içinde Tepe İnşaat tarafından yapılan Beykoz Konakları adlı projede var. Bu proje ile ilgili olarak bugüne kadar Vatan Gazetesi’nin cuma günkü haberi hariç hiçbir sorgulama ortaya çıkmadı ve kimse üstüne gitmiyor. Bu noktada Türk kamuoyuna seslenmek istiyorum, arkasından kim çıkarsa çıksın, ucu kime dokunursa dokunsun, eğer burası bir “hukuk devleti” ise herkesin üstüne aynı kararlılıkla gitmeliyiz.

      Sırada Beykoz var
      Değerli dostlar, konuyu açmışken Vatan Gazetesi’nin cuma günü çıkan ve Beykoz Konakları’nı da tartışma içine çeken haberini sizlere aktarmak istiyorum:

      Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Acaristanbul ve Acarlar sitelerinde usulsüzlüklerle ilgili “Gözünün yaşına bakmayız, yıkarız” dedikten sonra Beykoz Konakları’nı işaret etti: Sırada Beykoz var, bekleyin. Beykoz Konakları için soruşturma başlatıldığını söyleyen Pepe, Beykoz Konakları için verilen izinin 57 bin 907 metrekare olarak belirtilmesine rağmen, 965 bin 120 metrekarelik bir inşaat alanı yaratıldığını açıkladı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne çok yakın olan Beykoz Konakları’nda 401 villa bulunuyor. Villalar 1 milyon dolarlık fiyata rağmen yok satıyor. Başmüfettiş Mehmet Yener, Acarkent (Sait Molla 1), Beykoz Konakları (Sait Molla 2) ve Serdaroğlu ormanlarına ilişkin hazırladığı raporu Orman Bakanlığı’na sundu. Yaklaşık sekiz ay boyunca inceleme yapan müfettişin raporu 20 Eylül 2006 tarihini taşıyor. Raporun sonuç bölümünde, iki çarpıcı öneri yer aldı. Acarkent ve Beykoz Konakları’nda kat mülkiyeti yüzde 6 sınırlamasına uyulmadan tamamında villa yapıldığı belirtiliyor.”

      Vatan gazetesinin 1 Aralık Cuma günü yapılan baskısından aktardığım haberin detayları sonrası sormak istiyorum:

      1- Eski başbakanlardan, eski bakanlara, bürokratlara hatta gazetelerin genel yayın yönetmenlerine kadar birçok ünlü ismin oturduğu Beykoz Konakları ile ilgili kamuoyunda neden “Acarkent” kadar tepki yaratılmıyor?

      2- O sitenin oturanlarının “daha etkili” isimler olması “kanunsuz” olduğu gerçeğini gölgeler mi? Eğer gölgeliyorsa, burası bir hukuk devleti mi?

      3- Beykoz Konakları’nı yapan Tepe İnşaat’ı arkadaşlarım defalarca aradılar ama kimse konuşmadı, hatta telefon suratlarına kapandı. O yüzden buradan soruyorum: Ankara ve İstanbul havalimanları, İş Bankası Kuleleri, Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi ve daha birçok büyük devlet ihalesini alan Tepe İnşaat projenin hukuksuz olduğunu biliyor muydu?

      4- Eğer bilmesine rağmen bunu yaptıysa, şu soruyu sormak hakkımız değil mi: TSK’ya yapılan binalar, diğer devlet ihaleleri özellikle İstanbul-Ankara havalimanı projelerinde acaba sorunlar ve araştırılınca “yanlış” denebilecek olaylar yaşandı mı?

      Bölgede yeni proje
      5- Tepe İnşaat’ın bölgede yeni başladığı bir proje var mı? Konu hakkında arkadaşlarımıza bir bilgi verilmediği için bilmiyoruz fakat bölgede tam Beykoz Konakları’nın yanında yeni bir proje başlamış durumda. Bölge halkı, bunun Tepe İnşaat’ın yeni projesi olduğunu iddia ediyor.

      6- İşin daha da vahimi, Tepe İnşaat, Bilkent Holding’e yani Doğramacı Ailesi'ne ait. Bu ülkede üniversite sisteminde imzası olan ve “çocuklarımızı emanet ettiğimiz” bir büyüğümüze ait şirket ormana inşaat yapıyorsa, sokaktakiler sizce ne yapar? 

      Sonuç 1: Üniversitelerimizin akıl babası dediğimiz şahsın şirketi ormana inşaat yapıyor, eski başbakan, eski başbakan yardımcısı, eski bakanlar, eski-yeni bürokratlar, gazeteciler hep birlikte orman içinde ikamet ediyorlar. Ne güzel değil mi? Sanki Güney Amerika! Elitler bunu yapınca halk da ne yapıyor; her yere gecekondu yapıp, Hazine arazilerine yerleşiyor.

      Sonuç 2: Osman Pepe’ye sesleniyorum; bu noktaya kadar yaptıklarınıza sonuna kadar destek oluyor ve saygı duyuyorum. Yalnız “bir noktaya gelir” ve kendilerini bu ülkede “derin” olarak pazarlayanlara çarpıp tornistan yaparsanız, adınız “şovmen”e çıkar.

      Son söz: Burası bir hukuk devleti ise veya “olacağı iddiasında” ise, herkese sesleniyorum; devlet adam ayırmaz.

    • #51342
      inanç şinel
      Katılımcı

      DOĞMA BÜYÜME BEYKOZLU ARKADAŞLAR EVET DURUM ORTADA GÖRDÜĞÜNÜZ VE BİLDİĞİNİZ ÜZERE.YORUMLARINIZI BEKLİYORUM

    • #51343
      Levent KIYAN
      Katılımcı

      Sayin Erkan SINEL ;

      30.11.2006 tarihli yazima

      Hic kimse Türklük ve Müslümanlik Misyonunu üstlenecek donanimda  ve sorumlulugunda degildir. O misyonu kimse öyle kafasina estigi gibi alamaz. Alan olursa o misyona en büyük kötülügü yapmis olur. Misyonlar öyle ona buna her önüne gelene yüklenmez ve de yüklenilemez !

      gelen tepkiler üzerine söyle devam etmistim >

      Kimsenin kimseye Misyon verme yetkisi yoktur, vermiyor da. Herkes onu tasiyamaz zaten, tasimaya yeltenenlerin hali ortada, hem Türklügün hemde Müslümanligin icine yeteri kadar ettiler ve ediyorlarda !

      bunun üzerine Sizde 01.12.2006 tarihinde hakli olarak su soruyu yöneltmistiniz !

      konuyu biraz daha açarsanız sevinirim. zira bahsettiğiniz misyonu taşıyamayanlar nasıl insanlar?

      Iste, O Insanlar ;

      Sabah aksam TÜRKLÜGÜ; MÜSLAMANLIGI ve MILLIYETCILIGI agzindan düsürmiyenlerin yaptirdigi, oturdugu Villalar. Sayin Inanc SINEL'in özenle hazirladigi harika yazidan o insanlarin kimler oldugunu tesbit edebilirsiniz, ki onlar üstelik yüce Insan ve önderlerimiz.

      Not: Sayin Inanc SINEL, size tesekkür borcluyum.

    • #51344
      lubimaya
      Anahtar yönetici

      bu kötü örnek teşkil eder.
      şöyle bi düşünelim iyi öneklerini.acaba hiç mi yok. ???

    • #51345
      Levent KIYAN
      Katılımcı

      Sayin LUBIMAYA;

      iyiyi, kötüyü birakalim, ben payima düsen TÜRKLÜGÜMÜN, MÜSLÜMANLIGIMIN ve de MILLIYETCILIGIMIN  z e r r e s i n i  dahi birilerine havale edip de git beni temsil et, misyonerligimi yap, demiyorum , onedenle kimse kendine vazive cikarmasin, adam olsún , isiyle istigal etsin !!!!!!!!

    • #51346
      inanç şinel
      Katılımcı

      sayın levent kıyan ilginiz için teşekkürler.anladıgım kadarıyla karsı oldugunuz konu milliyetçilik müslümanlık gibi degerlerin misyonunu üstlenen insanların ve veya kurumların gösterdiği ve uyguladıgı yanlıs politikalar.İnsanlar sahip oldukları degerleri,düşünceleri  her anlamda (ahlaken,fikren , yaşayarak ) kendileri önce kendi yaşamlarında uygularlar uygulamaya çalışırlar.Bu insanlar biraraya gelip bu değerlerini Millet oldukları için birlikte yaşarlar ve yaşatırlar.Bu uğurda herhangibir sosyal olusumdan tutunda (dernek,vakıf) siyasal olusumlara kadar birçok noktada toplumsal bilinç ve toplumsal hareket için kurumlar olustururlar.İşte bu noktada sizin dediğiniz herkes işiyle iştigal olsun sözü bir yerde paradoks halini alıyor.Çünkü herkesin işi toplumdaki statüsüne göre değişmekle beraber sizin dediğiniz mamada iş toplumun her bireyi için ortaktır.Yani Müslümanlığı Türklüğü Milliyetçiliği savunmak sahip çıkmak ortak vazifedir.Ama seninde dediğinn gibi bu fikirle çıkıpta yanlış işler yapanlarda bizi kandıranlarda olmuştur.İşte bize düşen bu degerlerin misyonunu üstlenenlere bu noktada hesap sormaktır.

    • #51347
      inanç şinel
      Katılımcı

      “TÜRKLÜGÜMÜN, MÜSLÜMANLIGIMIN ve de MILLIYETCILIGIMIN  z e r r e s i n i  dahi birilerine havale edip de git beni temsil et, misyonerligimi yap, demiyorum ”
      düşüncene saygı duymakla birlikte kendi yorumumu eklemek isterim.Temsil etmek , edilmek günümüz şartlarında zaruriyettir.Yoksa demokrasi adına her bireyin kendisinin hareket edebilmesi olanaksızdır.Yapılması gereken bizi ve sahip oldugumuz degerleri temsil edecek olusumlara etkili bir şekilde hesap sorabilmek yada mümkünse işin içine girip misyon üstlenmek olmalıdır.Örnek olarak Müslümanlığı ön plana çıkarıp;Hak,Hukuk;Adalet ve Kalkınmadan bahsedipde kendi insanının hakkını yiyen (Konuya en iyi örnek 4 yıldır tek başına iktidar olup da ACARKENT rezaletini göz yumanlardır;zira Beykoz belediyesi AKP'nin Büyükşehir Belediysi AKP'nin Orman bakanlığı AKP'nin ama yağmalanan Ormn milletin,Eski orman bakanınında 7 adet villası varmış acarkentte ,yani kokuşmuşluk diz boyu).Eğer senin dediğin gibi sahip oldugumuz degerlerin temsilini kimseye vermeyeceksek sorun yok ama bu suanki dünya şartlarında  imkansız.Geriye kalan bu degerlerimizin temsilini misyonunu sahiplenecek kişileri kurumları iyi analiz ederek seçmek ve peşindende etkili olarak denetlemek.

    • #51348
      inanç şinel
      Katılımcı

      ayrıca kanaltürk adlı kanalda konuyla ilgili gerekli detaylar mevcut arkadaslar.
      ayrıca konuya biraz daha farklı açıdan bakabilmek adına bu makaleyi okumanızı öneririm ;

      Acarkent ve yönetim sistemimiz

      Tarhan Erdem,Radikal gazetesi

      27/11/2006

      Acarkent, orman yağmalama örneklerinden biridir; ilk değildir, 'son' olmasını sağlamak pek zordur, sorunun özünde yönetim sistemimiz vardır.

      İlk bakışta, merkezi idare yağmayı önleyecek sistemmiş gibi görünür; oysa, tam tersine, toplumun maddi değerleri, yönetim sistemimizdeki temel yanlışlık nedeniyle korunamamaktadır.

      Konu, Orman Bakanlığı, Büyükşehir ve Beykoz belediyeleri, Koruma Kurulu arasında 20 yıldır gidip gelmektedir.
      Mimar Odaları, ilgili dernekler kamuoyunu uyarmaya çalışırlar. Konunun bir parçası yargıya gider. Yargının, içinden çıkılmaz imar yasaları, planları, plan notları, bilirkişi ve orman idaresi raporları arasında karar vermesi kolay değildir.
      Sonuçta ne olur? Her makam, olaya karışmış herkes kendini koruyacak bir
      yasal dayanak bularak işin içinden sıyrılır.
      Olması gereken şudur: Ormanlar, tarihi eserler ve doğa varlıkları o çevrede otursun ya da oturmasın, bütün toplumun malıdır. Topluma ait olanı kimin nasıl koruyacağını merkezi idare belirler. Toplumun malına
      el koyandan mal geri alınır.
      Yapılarda kullanılacak malzeme özelliklerinin ve plan tekniklerinin birçoğu da, bütün toplumu korumak amacıyla merkezi idare tarafından düzenlenir. Yapıların dayanıklılığı, kullanılacak malzeme ve elemanların temel özellikleri bunlardandır.
      Yerleşim yerinde uygulanacak kuralları da, bir köyün, bir kasabanın, bir kentin halk tarafından seçilmiş meclisleri ve onun içinden çıkan yürütme organları belirler.
      Merkezi idare ile yerleşim yeri arasında bölge, il, büyükşehir meclisleri de vardır. Onlar da bütün bölgede, ilde, büyükşehirde geçerli kuralları üst meclis kararlarına uygun biçimde belirler, ilan eder ve yürütürler.

      Böyle bir düzende, Acarkent olayı yaşanmaz. Çünkü, Beykoz belediyesi veya başka bir meclis, kendine verilmemiş bir yere -ormana- yapı izni veya ruhsatı veremez, verdiğinde geçersiz olur, yargıya gitmeden, tartışmasız iptal edilir.Böyle bir düzende, ormanda herhangi bir biçimde, -kaçak, yetkisiz ruhsat ve diğer yollarla- yapı yapılmışsa, onlar topluma karşı yapılmıştır, çaresi ve gereği genel kanunlarda yazılıdır; merkezi idarenin veya üst meclislerin koyduğu kurallara, aykırı davranışı o yönetimler önler. Onların işi düzenleme, standart koyma ve bunların uygulanmasını denetlemeden ibarettir. Böyle bir düzende, yasalara aykırı olanın 'ne olduğu', 'kimin kural dışına çıktığı', 'kuraldışılığın nasıl düzeltileceği' çok açık bilinir ve uygulanır.

      Acarkent olayında, Bakan “Kanunun, Anayasa'nın bize verdiği yetki ve sorumluluğu kullandık. Bu noktada kullanmaya devam edeceğiz” demektedir. Kanunsuzluk, yapılanları ilk haline döndürmekle giderilir.

      Göreceğiz ama sanıyorum olayımızda bu yapılamaz! Çünkü Orman bakanlığı temsilcileri, Büyükşehir Meclis ve daireleri, Beykoz Belediyesi, açık olmayan karmaşık kurallar içinde karar vermişlerdir. Özetle, yetkileri sade biçimde yazılmamış yetkililer, başka bir yerin kararıyla veya düzenlemesiyle ilişkilendirerek, kanunsuz ve toplum zararına yapılaşmaya izin vermişlerdir.Ruhsatı veren, başka bir makamın verdiği karara dayanmıştır. Bu durumda yanlışlığın ne olduğu tanımlanamaz, hatanın kimde olduğu belirlenemez.

      Acarkent olayından ders alıp, yönetim sistemimizi gözden geçirelim.

    • #51349
      ozan
      Katılımcı

      inanç kardeşim  öncelikle  söyleyeceğim  acaristanbul  yıkılacak Acar  kente  gelince  ise  yıkamazlar  daha  doğrusu  birokrasi denen  kavramdan dolayı yıkamazlar  nedenine  gelince  orada  oturan insanlar  kaçak olduğunu bilmiyordu  ve  bundanda  önce  imar  ve  tapu kadastro  çercevesi içersinde  Acar kentin yıkılması  cok uzun  bir  zaman surecinden gecmesi  gerekir  cunku  sadece  ACAR ailesine  değil  orada  tapulu dairesini satın alan vatandaşlara  her birine  ayrı  ayrı  mahkeme  dosyası  açılması  gerekmektedir .

      Şimdi diyeceksin :)  bu zamana  kadar  bu  konular  neden gundeme  gelmedi cunku  önceki belediye  başkanı syn. köseler  ve  şimdiki başkan sn.ergul  onayları  verip  karsılığında  beykoz belediyesi  ilçe sınırları dahilinde ne kadar  yol varsa yapıldı  hatta  işcilerin maaşının bile  acarlar  tarafından verildiğini söyleyebilirim.  Ne  hikmetse  butun yapılan yollar  acar kent. acaristanbul  , acar plaza ya  cıkıyor :))))

      İnanç kardeşim sana da  bir tüyo  vereyim  araştırmalar devam etmekte 

      KAVACIK  ACAR PLAZA BP NIN  SAĞ  TARAFINDA BİLİYORSUN SANIRIM  O  PLAZA NORMAL SARTLARDA  İMAR PLANLARINA GÖRE  İMAR YOLUNUN  ORTASINDA  YOL GENİŞLETME  ÇALIŞMALARI  BAŞLADIĞINDA İSE  KARSISINDAKİ  TATLICI  BÖREKÇİ  TELEFONCU  UFAK  KIT KANAAT  GECİNEN  ESNAFIN  İŞİNİ EVİNİ  YIKACAKLAR  BUNUN NEDENİ İSE 

      SAYIN  BEYKOZ BELEDİYE  BAŞKANIMIN !!!!  müherrrem ergul  BEYİN HER EĞLENCEDE AÇILIŞTA  DEDİĞİ  BEN BURADAYKEN  HİÇ BİR  BEYOZLUNUN  DEĞİL EVİ  BAHÇE  DUVARI  BİLE  YIKILAMAZ BUNUN  İÇİN CESEDİMİN ÇİĞNENMESİ GEREKİR  SÖZUNU  HATIRLATMAK  VE  BEYKOZLU  DERKEN  ACABA  70/ 80 SENEDEN İTİBAREN 3 -4  KUSAK OTURANLARMI  YOKSA  ORMANLARAI  TALAN EDEN  DEVLETE  KAFA  TUTAN  ACAR HODİNG  VE  ACAR HOLDİNG GİBİLERİMİ  BUNUDA  SORMAK İSTERİM.

      BU ARADA  AKLIMDAYKEN BU  KONU  İÇİN  EN BUYUK  TEŞEKKÜR  VE  DESTEĞİ  BİZİM BEYKOZ GAZETESİNE  SONSUZ  TEŞEKKÜR  ETMEK İSTİYORUM  TÜEK ULUSAL MEDYASINDAN BİLE  ÖNCE  VE  YÜREKLİCE  HER SAYISINDA  BU KONUYULARI  BEYKOZDAKİ  TAPU SORUNUNU  YÜREKLİCE  VE  DÜRÜSTCE DİLE  GETİRDİĞİ  İÇİN  SONSUZ  TEŞEKKÜRLER….

      ( kardeşim kendine  iyi bak gecen akşam msn de  yazmıssın  ama  ben yoktum :( )

    • #51350
      gurkansinel
      Katılımcı

      konuya yardımcı olması amacıyla…
      acaristanbulow9.jpg
      acaristanbul2pq8.jpg
      acaristanbul3yn3.jpg

    • #51351
      ozan
      Katılımcı

      kardeşim sağolasın bu  uydu görunteleri için  çalışman guzel  ama  önemli olan imar planları  buyuk  bir  kısmı  kesinleşmediği halde  beykozun yerlilerini  beykozdan  kopartmak  çıkartmak için ellerinden gelenleri yapacaklar

    • #51352
      lubimaya
      Anahtar yönetici

      heheh güzel çalışma sağol…

    • #51353
      inanç şinel
      Katılımcı

      Acarkent'in tapularına iptal davası 18 Ocak 2007

      Hürriyet İnternet

      Orman İdaresi Acarkent'i ormanlık araziden çıkarmak için kolları sıvadı. Aralarında bir çok ünlü ismin de bulunduğu bin 823 kişiye tapu iptal davası açıldı. Ayrıca yasal süreç tamamlanıncaya kadar tapuların el değiştirmemesi için tedbir kararı alınması istendi.

      Acarkent tartışması sonunda mahkemeye taşındı. Orman Genel Müdürlüğü adına hareket eden Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü, aralarında ünlü isimlerin de bulunduğu bin 823 mülk sahibi hakkında tapu iptali davası açtı. Orman İşletmesi ayrıca mahkeme sonuçlanıncaya kadar evlerin alınıp satılmasına ihtiyati tedbir konulmasını da talep etti.

      Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü'nün avukatı Elmas Erdem; Acarkent'in İstanbul'un Beykoz ilçesindeki ormanlık alanın yüzde 6'sından fazlasına yapıldığını belirterek tapuların iptalini istedi. Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yapılan  başvuruda Beykoz Belediyesi'nin 1988'de verdiği ruhsatta 60 bin 968 metrekare olan tesislerin 1993 yılında yenilendiğinde 188 bin 479 metrekareye çıktığı belirtildi. Orman İdaresi adına başvuru yapan avukat Erdem, yasal limiti aşan arsalardaki mülklerin tapu iptalinin ardından tekrar orman alanı olarak iade edilmesini istedi.

12 yanıt dizini görüntüleniyor
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.